Etiket: wearable tech

  • # Walkman Nostaljisi Kablosuzla Buluştu: km5 Lightwear Headphones Hp1 İncelemesi

    ## Walkman Nostaljisi Kablosuzla Buluştu: km5 Lightwear Headphones Hp1 İncelemesi

    Sony Walkman’in 1979’da piyasaya sürülmesiyle kulaklıklar taşınabilirlik ve popülerlik açısından yeni bir boyut kazandı. Şimdi ise km5, “Lightwear Headphones Hp1” adlı yeni kablosuz kulaklıklarıyla bu nostaljik havayı günümüze taşıyor. 80’lerin Walkman kulaklıklarının minimalist tasarımından ilham alan Hp1, kablosuz teknolojiler ve modern özelliklerle donatılmış durumda.

    Japonya’da bir kitlesel fonlama platformunda ilk kez görücüye çıkan ve gecikmelerin ardından piyasaya sürülen Lightwear Headphones Hp1, km5’in online mağazasında 189 dolardan satışa sunuldu.

    Hp1’in en dikkat çekici özelliği, ince ve esnek paslanmaz çelik baş bandı ve kulakları tamamen sarmayan kompakt kulaklık yastıklarıyla Walkman’in ikonik tasarımını hatırlatması. Ancak bu nostaljik görünümün altında, her iki tarafta da 120mAh bataryalar, 40 milimetrelik sürücüler ve kablosuz bağlantıyı sağlayan elektronik aksam bulunuyor. Sadece 103 gram ağırlığıyla, Sony’nin amiral gemisi WH-1000XM5 kulaklıklarından (250 gram) çok daha hafif olması da cabası.

    Kulaklığın batarya ömrü 24 saate kadar dayanabiliyor. Açık tasarımı pasif gürültü engellemeyi minimuma indirse de, Hp1 aktif gürültü engelleme (ANC) ve ortam seslerini yükselterek farkındalığı artıran şeffaflık modu gibi özellikler de sunuyor.

    Apple AirPods Max’te olduğu gibi, Hp1’in manyetik kulak yastıkları kolayca çıkarılıp değiştirilebiliyor. Kulaklık üzerinde bulunan fiziksel düğmeler sayesinde güç, çalma kontrolü, ses ayarları ve Siri veya Google Asistan’ı etkinleştirme gibi işlemler rahatlıkla yapılabiliyor. SBC, AAC ve LE Audio Bluetooth kodeklerini destekleyen kulaklık, USB-C kablosu ile akıllı telefon veya bilgisayara bağlanarak kablolu olarak da kullanılabiliyor.

    Hp1, beyaz veya siyah renk seçenekleriyle geliyor. Beyaz versiyonda gri veya turkuaz kulaklık yastıkları bulunurken, siyah versiyonda siyah veya kırmızı yastıklar tercih edilmiş.

    **Özetle km5 Lightwear Headphones Hp1, nostaljik tasarımla modern teknolojiyi bir araya getirerek, hafifliği, kablosuz özgürlüğü ve gelişmiş özellikleriyle dikkat çekiyor. Walkman günlerini özleyenler ve minimalist tasarımlardan hoşlananlar için ideal bir seçenek olabilir.**

  • # Retro Cool: km5’s Lightwear Headphones Hp1 Offer Wireless ’80s Walkman Vibes

    ## Retro Cool: km5’s Lightwear Headphones Hp1 Offer Wireless ’80s Walkman Vibes

    Remember the iconic headphones that came with Sony’s Walkman? The minimalist design, the lightweight feel? km5’s new Lightwear Headphones Hp1 are channeling that nostalgic aesthetic while embracing modern wireless technology. These headphones offer a blast from the past with a contemporary twist.

    While headphones existed long before the Walkman’s debut in 1979, the portable cassette player popularized their use by shrinking them down. The Lightwear Headphones Hp1 adopt a similar philosophy, prioritizing a minimal design reminiscent of the original Walkman headphones, but packed with wireless capabilities and other modern features.

    Initially launched via Japanese crowdfunding last July, the wider release of the Hp1 experienced delays. However, they are now available for purchase through km5’s online store for $189.

    The Hp1 features a thin, flexible polished stainless steel headband paired with compact on-ear earpads. This design choice contributes to their remarkably light weight of just 103 grams, significantly less than Sony’s flagship WH-1000XM5 wireless headphones, which weigh in at 250 grams. Each earpad houses a square unit containing a 120mAh battery, 40-millimeter drivers, and the essential wireless electronics.

    Two of km5’s Lightwear Headphones Hp1 against a gradient background.

    The Lightwear Headphones Hp1 weigh 103 grams thanks to their minimal design. | Image: km5
    Battery life is estimated at up to 24 hours. Although the open design minimizes passive noise reduction, the Hp1 includes active noise cancellation and a transparency mode to enhance ambient sounds and improve awareness of your surroundings.

    A close-up of USB-C charging cables connected to the Lightwear Headphones Hp1.

    Without a cable connecting each side of the Hp1 headphones, the battery on each earpad needs to be charged individually, but km5 includes a USB-C charging cable that splits in two on one end. | Image: km5
    Like the Apple AirPods Max, the Hp1 features easily removable and replaceable magnetic ear cushions. Physical buttons on the housings provide control over power, playback, volume, and Siri or Google Assistant activation. These headphones support SBC, AAC, and LE audio Bluetooth codecs and can also be used in wired mode with a USB-C connection to a smartphone or computer.

    Two photos of the color options of the km5 Hp1 wireless headphones.

    The Hp1 are available in a white or black finish. The white version includes gray or turquoise earpads, while the black comes with black or red pads. | Image: km5
    The Lightwear Headphones Hp1 are available in white with gray or turquoise earpads, or black with black or red earpads. They offer a compelling blend of vintage aesthetics and modern functionality for those seeking a lightweight and stylish listening experience.

  • # Beyin-Bilgisayar Arayüzleri: Vaatten Ürüne Yolculuk

    ## Beyin-Bilgisayar Arayüzleri: Vaatten Ürüne Yolculuk

    MIT Technology Review tarafından yayınlanan bir analiz, beyin-bilgisayar arayüzlerinin (BBAs) 2025 yılının en çığır açan 11 teknolojisi olarak seçildiğini ortaya koyuyor. David Rotman ve Antonio Regalado gibi alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşen tartışma, bu teknolojinin potansiyelini ve karşı karşıya olduğu zorlukları mercek altına alıyor.

    BBAlar, temel olarak beyne yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla nöral komutları bilgisayarlara iletmeyi amaçlayan sistemlerdir. Bu sayede, özellikle felçli hastalar gibi hareket kabiliyeti kısıtlı bireylerin bilgisayarları ve diğer cihazları düşünce yoluyla kontrol etmeleri mümkün hale geliyor.

    MIT Technology Review okuyucuları tarafından bu kadar önemli bir teknoloji olarak görülmesi, BBAların tıp alanında ve ötesinde yaratabileceği devrim niteliğindeki değişimlerin bir göstergesi. Tartışmada, BBAların yalnızca engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda insan-makine etkileşiminde de yepyeni bir çağ açabileceği vurgulanıyor.

    Ancak, BBAların yaygınlaşması ve gerçekten “ürün” haline gelmesi için aşılması gereken önemli engeller de bulunuyor. Bunlar arasında, elektrotların uzun vadeli güvenliği, veri gizliliği endişeleri, etik sorunlar ve maliyet etkin üretim gibi konular yer alıyor.

    Bu makale, BBAların geleceği ve potansiyeli hakkında önemli ipuçları sunarken, aynı zamanda bu teknolojinin geliştirilmesi ve uygulanması sırasında dikkate alınması gereken kritik noktalara da dikkat çekiyor. Beyin-bilgisayar arayüzleri, bilim kurgu filmlerinden çıkıp gerçekliğe dönüşürken, bu teknolojinin insanlık için ne anlama geldiğini anlamak ve olası sonuçlarına hazırlıklı olmak büyük önem taşıyor.

  • # Brain-Computer Interfaces: Moving from Sci-Fi Dreams to Tangible Realities

    ## Brain-Computer Interfaces: Moving from Sci-Fi Dreams to Tangible Realities

    Brain-computer interfaces (BCIs), long relegated to the realm of science fiction, are rapidly transitioning from promising research to tangible products. As highlighted by MIT Technology Review’s readers, who crowned BCIs as the 11th Breakthrough Technology of 2025, this field is poised for significant advancements in the coming years.

    A roundtable discussion, recorded on April 23, 2025, by MIT Technology Review editors David Rotman and Antonio Regalado, delved into this very topic. The conversation, drawing upon their expertise in technology and biomedicine, explored the progress, challenges, and future of BCIs.

    At its core, a BCI involves implanting electrodes directly into the brain. These electrodes intercept neural signals, allowing users to send commands to computers. While the applications are vast, the initial focus lies on assisting individuals with paralysis and other disabilities. Imagine regaining the ability to control a prosthetic limb, navigate a wheelchair, or even communicate through thought alone – these are the promises BCIs hold.

    The selection of BCIs as a Breakthrough Technology signifies a pivotal moment. It indicates a growing recognition of the substantial progress made in the field, not just in terms of technological advancements, but also in overcoming ethical and regulatory hurdles. The transition from purely theoretical research to the development of viable products demonstrates a maturing ecosystem, fueled by both academic innovation and burgeoning commercial interest.

    While challenges remain, including the long-term biocompatibility of implants, the robustness of signal processing algorithms, and the ethical considerations surrounding thought control, the momentum behind BCIs is undeniable. The future of BCIs points towards a world where technology seamlessly integrates with the human brain, unlocking new possibilities for communication, rehabilitation, and potentially even cognitive enhancement. The conversation, as explored by Rotman and Regalado, is only just beginning.