Etiket: online safety

  • # Çocukların Çevrimiçi Güvenliği Yasası’na Ne Oldu?

    ## Çocukların Çevrimiçi Güvenliği Yasası’na Ne Oldu?

    2024 yılı, özellikle Çocukların Çevrimiçi Güvenliği Yasası (KOSA) aracılığıyla Kongre’nin çocukların sosyal medya ile etkileşimini düzenleyeceği bir yıl olarak şekilleniyordu. Yasanın ifade özgürlüğü üzerindeki riskleri hakkındaki tartışmalar devam etse de, yasa savunucularının sesleri senatörlerin kulaklarında yankılanıyordu. Hatta Senato’daki oylama neredeyse oybirliğiyle kabul edilmişti. Ancak beklenmedik bir şekilde, Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi liderlik – KOSA’nın Silikon Vadisi devlerinin daha fazla muhafazakar içeriği kaldırmasına neden olacağından endişelenerek – yasanın gündemden düşmesine izin verdi.

    Şimdi, Trump yönetiminin yüz kaotik gününün ardından, çocuk güvenliğiyle ilgili yeni yasa beklentisi giderek zayıflıyor. Ebeveynler ve gençlik savunucuları, KOSA gibi yasaların yanı sıra, yapay zeka ile oluşturulmuş reşit olmayanların çıplak görüntülerinin yaygınlaşmasını ele alacak yeni düzenlemelerin aciliyetini vurgulamaya devam ediyor. Ancak halihazırda bu yasaların marjinalleşmiş çocukları riske attığından endişe duyan sivil özgürlük grupları, şimdi de bu yasaların Trump’a, katılmadıkları konuşmalara karşı kullanabileceği yeni silahlar verebileceği konusunda uyarıyor. Bu arada, bazı milletvekilleri yönetimin önemli ölçüde zayıflamış düzenleyicilerinin bu kuralları uygulayıp uygulayamayacağını sorguluyor.

    2025’in neredeyse dört ay geride kalmasına rağmen, KOSA henüz Kongre’ye yeniden sunulmadı.

    **Kaynak:** The Verge
    **Yazar:** Lauren Feiner
    **Yayın Tarihi:** 29 Nisan 2025

  • # KOSA in Limbo: Child Online Safety Legislation Stalls Amid Political Concerns

    ## KOSA in Limbo: Child Online Safety Legislation Stalls Amid Political Concerns

    The Kids Online Safety Act (KOSA), once seemingly poised to revolutionize how children interact with social media, has stalled in Congress, raising concerns about the future of online child safety regulations. The bill, which garnered near-unanimous support in the Senate in 2024, aimed to address the potential harms of social media on young users. However, momentum abruptly halted when House Republican leadership expressed apprehension that the bill could lead to increased censorship of conservative viewpoints by major tech companies.

    Now, following the first hundred days of the Trump administration in 2025, the prospects for KOSA and similar child safety legislation appear increasingly uncertain. While parent and youth advocacy groups continue to emphasize the urgent need to protect children online, particularly in light of the rise of AI-generated nude images of minors, civil liberties organizations are voicing renewed concerns. They argue that such legislation could be weaponized by the Trump administration to suppress dissenting voices and further restrict free speech.

    The debate highlights a complex dilemma: balancing the imperative to safeguard children online with the need to protect free expression and prevent potential political abuses. Furthermore, some lawmakers are questioning whether the current administration, with its significantly weakened regulatory bodies, would even be capable of effectively enforcing new online safety regulations.

    As nearly four months into 2025 have passed without KOSA being reintroduced in Congress, the future of online child safety legislation remains unclear. The original article published on The Verge delves deeper into the political complexities surrounding KOSA and the broader implications for online regulation in the current political climate.

  • # “Take It Down Act” Heads to Trump’s Desk: A Double-Edged Sword for Online Safety?

    ## “Take It Down Act” Heads to Trump’s Desk: A Double-Edged Sword for Online Safety?

    The “Take It Down Act,” a bill aimed at combating the spread of nonconsensual intimate images (NCII), including AI-generated “deepfakes,” is on its way to President Trump’s desk after a resounding 409-2 vote in the House. While proponents hail the bill as a crucial step in protecting individuals from online abuse, critics warn that its broad provisions could be weaponized for censorship and create unintended consequences for privacy and free speech.

    The legislation mandates that social media companies remove flagged NCII content within 48 hours. This includes both real and computer-generated images, acknowledging the rising threat of deepfakes in online harassment and abuse, particularly affecting young people. President Trump has already pledged to sign the bill, even jokingly suggesting he might use it for his own protection, citing perceived unfair treatment online.

    The rapid proliferation of AI tools has fueled concerns about the ease with which damaging and fabricated content can spread. The “Take It Down Act” aims to address this issue directly, potentially offering victims a faster and more effective means of removing harmful content.

    However, the Cyber Civil Rights Initiative (CCRI), an organization dedicated to fighting image-based sexual abuse, expresses concerns about the potential for misuse. While they acknowledge the need to criminalize the nonconsensual distribution of intimate images, they worry that the takedown provision is “highly susceptible to misuse” and could be “counter-productive for victims.” Their primary concern lies with the bill’s enforcement by the Federal Trade Commission (FTC), particularly given President Trump’s past actions of firing dissenting Democratic commissioners. The CCRI fears that enforcement could be selectively applied, favoring platforms aligned with the administration while overlooking violations on others. This selective enforcement could inadvertently embolden “unscrupulous platforms” to ignore reports of NCII.

    Furthermore, the rapid turnaround time for content removal raises concerns about the accuracy and fairness of the process. The Electronic Frontier Foundation (EFF) warns that smaller platforms, struggling to comply with the strict deadlines, may resort to flawed filters to automatically flag and remove content, potentially leading to censorship of legitimate expression. The EFF also points out that the bill does not exempt end-to-end encrypted services, raising significant privacy concerns. How can these services comply with takedown requests when they cannot monitor user content? The EFF suggests that platforms might abandon encryption altogether, turning private conversations into surveilled spaces, which could negatively impact abuse survivors who rely on these platforms for secure communication.

    Despite these criticisms, the “Take It Down Act” enjoys widespread support. First Lady Melania Trump has championed the bill, and it has garnered backing from parent and youth advocates, as well as some within the tech industry. Google and Snap have publicly praised the bill’s passage, and Internet Works, a group representing medium-sized tech companies, believes it will “empower victims” to remove harmful content.

    However, dissenting voices like Representative Thomas Massie (R-KY), who voted against the bill, caution against its potential for abuse and unintended consequences. He views the legislation as a “slippery slope” that could be exploited for political or personal gain.

    The “Take It Down Act” presents a complex challenge: balancing the urgent need to protect individuals from online abuse, particularly with the rise of deepfakes, against the potential for censorship, privacy violations, and selective enforcement. As the bill heads to President Trump’s desk, its ultimate impact on online safety and freedom of expression remains to be seen.

  • # “İndir Onu Yasası” Trump’ın Masasında: Derin Sahtecilik ve İfade Özgürlüğü Arasında Kalan Kutuplaşma

    ## “İndir Onu Yasası” Trump’ın Masasında: Derin Sahtecilik ve İfade Özgürlüğü Arasında Kalan Kutuplaşma

    ABD Temsilciler Meclisi’nde 409’a 2 gibi ezici bir çoğunlukla kabul edilen “İndir Onu Yasası” (Take It Down Act), onay için Başkan Donald Trump’ın masasına gitti. Yasa, sosyal medya şirketlerine rıza dışı (yapay zeka ile üretilmiş olanlar da dahil) cinsel içerikli görselleri işaretlendikten sonra 48 saat içinde kaldırma zorunluluğu getiriyor. Trump’ın yasayı imzalayacağına dair söz vermesi, yasanın yürürlüğe girmesinin önünü açıyor.

    Derin sahtecilikler, çocuk güvenliği ve diğer hassas konular etrafında yıllardır süren tartışmaların ardından, bu yasa her iki meclisten de geçmeyi başaran nadir online güvenlik düzenlemelerinden biri. Ancak eleştirmenler, yasanın yönetim veya müttefiklerinin hoşlanmadığı içeriklere karşı bir silah olarak kullanılabileceği endişesini taşıyor.

    Yasa, rıza dışı mahrem görüntülerin (gerçek veya bilgisayar ürünü fark etmeksizin) yayınlanmasını suç haline getiriyor. Trump, Kongre’deki konuşmasında yasayı imzaladıktan sonra, “Kimse benden daha kötü muamele görmediği için, sakıncası yoksa bu yasayı kendim için de kullanacağım,” şeklinde esprili bir yorum yapmıştı.

    Yapay zeka araçlarının yaygınlaşmasıyla, gerçekçi görünen görüntüleri üretmek hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Bu durum, okullarda yayılan derin sahte ve zarar verici içeriklerle ilgili endişeleri artırarak, yeni bir zorbalık ve kötüye kullanım alanı yarattı. Eleştirmenler bu konunun ele alınmasının önemli olduğunu kabul etse de, “İndir Onu Yasası” yaklaşımının başka şekillerde zarar vermek için kullanılabileceği konusunda endişeli.

    Görüntü bazlı cinsel istismarla mücadele etmek için kurulan Siber Medeni Haklar Girişimi (CCRI), “İndir Onu Yasası”nın geçişini coşkuyla karşılayamadıklarını belirtiyor. Grup, “Uzun zamandır gecikmiş olan rıza dışı mahrem görüntülerin federal olarak suç sayılmasını memnuniyetle karşılarken, kötüye kullanıma son derece açık ve mağdurlar için büyük olasılıkla ters tepecek bir kaldırma hükmüyle birleştirilmesinden üzüntü duyuyoruz,” şeklinde açıklama yapıyor.

    CCRI, yasanın, Trump tarafından görevden alınan Demokratik azınlık komisyon üyeleri olan Federal Ticaret Komisyonu (FTC)’nu yetkilendirmesinden endişe ediyor. FTC’nin seçici bir şekilde uygulanabileceği ve sonuç olarak yalnızca “vicdansız platformları” destekleyebileceği korkusu yaygın.

    Elektronik Sınır Vakfı (EFF) ise, platformların rıza dışı mahrem görüntü olarak işaretlenen içeriği kaldırması için kısa bir süre verilmesinin, özellikle küçük platformların yasal riskten kaçınmak için iddiaları doğrulayamadan hızlı bir şekilde uyum sağlamak zorunda kalacağına dikkat çekiyor. EFF, bu durumun, platformları kusurlu filtrelere yöneltebileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca, uçtan uca şifrelenmiş hizmetlerin de yasadan muaf tutulmadığına ve bunun da gizlilik teknolojisi için bir risk oluşturduğuna işaret ediyor.

    Tüm eleştirilere rağmen, “İndir Onu Yasası” geniş bir destek tabanı kazandı. First Lady Melania Trump yasanın önde gelen savunucusu olurken, ebeveyn ve gençlik savunucuları ile teknoloji sektöründen bazıları da yasaya destek verdi. Google’ın küresel ilişkiler başkanı Kent Walker, yasanın geçişini “bireyleri rıza dışı açık görüntülerden korumaya yönelik büyük bir adım” olarak nitelendirirken, Snap de oylamayı memnuniyetle karşıladı.

  • # Oyun Dünyasında Yeni Bir Çağ: VoicePatrol, Gerçek Zamanlı Yapay Zeka Ses Korumasını Tanıttı

    ## Oyun Dünyasında Yeni Bir Çağ: VoicePatrol, Gerçek Zamanlı Yapay Zeka Ses Korumasını Tanıttı

    Oyun stüdyoları için geliştirilen yeni bir teknoloji, oyun topluluklarını daha güvenli bir hale getirmeye hazırlanıyor. VoicePatrol, gerçek zamanlı yapay zeka (AI) ses koruma teknolojisini oyun dünyasına sunarak, toksik davranışlarla mücadelede yepyeni bir sayfa açıyor.

    VentureBeat’in haberine göre, Dean Takahashi imzasıyla yayınlanan makalede, VoicePatrol’ün geliştirdiği bu inovatif çözüm, oyun içi sesli iletişimi izleyerek olası taciz, nefret söylemi ve diğer uygunsuz davranışları anında tespit edebiliyor. Bu sayede oyun stüdyoları, oyuncularına daha güvenli ve kapsayıcı bir oyun ortamı sunma imkanı buluyor.

    Yapay zeka, oyun geliştirme ve ses moderasyonu alanlarında büyük bir potansiyele sahip olan bu teknoloji, VoicePatrol’ün uzmanlığı sayesinde artık gerçek zamanlı olarak kullanılabilecek. Oyun stüdyoları, VoicePatrol’ün sunduğu bu çözüm sayesinde, oyun içi topluluklarını proaktif bir şekilde koruyabilir ve oyuncu memnuniyetini artırabilir.

    Bu yenilik, özellikle çok oyunculu online oyunlarda (MMO) ve rekabetçi e-spor arenalarında büyük bir fark yaratabilir. Oyuncular, daha güvenli bir ortamda oyun oynama özgürlüğüne sahip olurken, oyun stüdyoları da toksik davranışların önüne geçerek marka imajlarını güçlendirebilirler.

    VoicePatrol’ün bu atılımı, oyun dünyasında yapay zekanın potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor. Oyun topluluklarının güvenliğini artırmaya yönelik bu tür yenilikçi çözümlerin yaygınlaşması, oyun sektörünün geleceği için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. 16 Nisan 2025 tarihinde tanıtılan bu teknoloji, şimdiden oyun geliştirme dünyasında büyük bir heyecan yaratmış durumda.

  • # VoicePatrol Promises Safer Gaming Communities with Real-Time AI Voice Protection

    ## VoicePatrol Promises Safer Gaming Communities with Real-Time AI Voice Protection

    The ever-present challenge of toxicity in online gaming may soon have a powerful new adversary. VoicePatrol, a technology company specializing in AI-powered solutions, has just unveiled its real-time voice protection technology specifically designed for game studios. This innovative system aims to create safer and more welcoming gaming communities by actively monitoring voice communication and flagging inappropriate or harmful behavior as it occurs.

    According to VentureBeat, where the announcement was originally reported by Dean Takahashi, VoicePatrol’s technology leverages the power of artificial intelligence to analyze spoken words and identify instances of harassment, hate speech, and other forms of toxic communication. The real-time nature of the protection is crucial, allowing for immediate intervention and preventing potentially damaging interactions from escalating.

    While details on the specific mechanisms and algorithms employed by VoicePatrol are still emerging, the potential impact on the gaming industry is significant. For years, game developers have struggled to effectively moderate in-game voice chat, often relying on manual reporting systems that are slow, inefficient, and prone to abuse. An AI-powered solution capable of real-time analysis offers the promise of a more proactive and scalable approach to combating toxicity.

    This technology comes at a time when inclusivity and safety in online gaming are increasingly recognized as crucial factors in fostering positive and thriving communities. By providing game studios with a powerful tool to moderate voice communication, VoicePatrol aims to contribute to a more enjoyable and welcoming experience for all players.

    The availability and integration details of VoicePatrol’s technology remain to be seen, but the announcement marks a significant step forward in the ongoing effort to create safer and more inclusive online gaming environments. As AI continues to evolve, expect to see more innovative solutions like VoicePatrol emerge, pushing the boundaries of what’s possible in online community management.