Etiket: meta

  • # Apple ve Meta’ya Avrupa Birliği Yasalarını İhlalden Milyonlarca Euro Ceza!

    ## Apple ve Meta’ya Avrupa Birliği Yasalarını İhlalden Milyonlarca Euro Ceza!

    Teknoloji devleri Apple ve Meta, Avrupa Birliği (AB) yasalarını ihlal etmekten milyonlarca Euro cezaya çarptırıldı. Yahoo Finance’te yer alan habere göre, şirketlerin AB’nin tüketici hakları ve veri gizliliği yasalarına aykırı davrandığı tespit edildi.

    Apple’a kesilen cezanın, App Store’daki uygulamaların gizlilik politikaları ve kullanıcı verilerinin işlenmesiyle ilgili olduğu belirtiliyor. AB yetkilileri, Apple’ın kullanıcıların verilerini nasıl topladığı ve kullandığı konusunda yeterince şeffaf olmadığını savunuyor. Ayrıca, kullanıcıların verilerini kontrol etme ve gizlilik ayarlarını yönetme konusunda yeterli imkan sunmadığı da iddialar arasında. Bu durum, AB’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) başta olmak üzere birçok yasanın ihlali anlamına geliyor.

    Meta (eski adıyla Facebook) ise, kullanıcı verilerinin izinsiz toplanması ve reklam hedeflemesi amacıyla kullanılmasından dolayı cezalandırıldı. AB, Meta’nın platformlarındaki veri toplama uygulamalarının, kullanıcıların rızası olmadan gerçekleştiğini ve kişisel verilerin aşırı derecede işlendiğini vurguluyor. Bu durum, özellikle reşit olmayan kullanıcıların gizliliği açısından ciddi endişeler yaratıyor.

    Söz konusu cezalar, AB’nin teknoloji şirketlerinin faaliyetlerini yakından takip ettiğini ve tüketici haklarını koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor. AB yetkilileri, bu tür cezaların diğer teknoloji şirketleri için de bir uyarı niteliğinde olduğunu ve veri gizliliği konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtiyor.

    Bu cezaların Apple ve Meta üzerindeki etkileri ise henüz net değil. Şirketlerin kararlara itiraz etme hakları bulunuyor. Ancak, cezaların ödenmesi durumunda, şirketlerin maliyetleri artacak ve itibarları zarar görecek. Ayrıca, AB’nin bu tür düzenlemeleri, teknoloji şirketlerinin gelecekteki iş modellerini ve veri toplama stratejilerini de derinden etkileyebilir.

    Sonuç olarak, Apple ve Meta’ya kesilen bu cezalar, Avrupa’da veri gizliliği ve tüketici hakları konusundaki hassasiyetin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Teknoloji şirketlerinin, AB yasalarına uyum sağlamak ve kullanıcıların verilerini korumak için daha fazla çaba göstermesi gerektiği açıktır.

  • # Apple and Meta Hit with Massive EU Fines for GDPR Violations

    ## Apple and Meta Hit with Massive EU Fines for GDPR Violations

    Apple and Meta, two of the world’s tech giants, have been slapped with substantial fines by European regulators for violating the General Data Protection Regulation (GDPR), the EU’s landmark privacy law. The penalties, totaling hundreds of millions of euros, underscore the EU’s commitment to enforcing stringent data protection standards and holding companies accountable for their handling of user information.

    While details of the specific violations vary, the overarching concern revolves around breaches of user privacy and the lack of transparency in data processing practices. Apple’s fine, reportedly in the hundreds of millions, likely stems from issues related to its advertising practices and the tracking of user activity across its various services. Meta, already under intense scrutiny for its data handling practices, faces a similar penalty for infringements on GDPR principles.

    The GDPR, enacted in 2018, grants EU citizens significant control over their personal data. It mandates that companies obtain explicit consent for data collection, provide clear information about how data is used, and allow users to access, rectify, and erase their data. Failure to comply can result in fines of up to 4% of a company’s global annual revenue, a powerful deterrent for even the largest corporations.

    These latest fines signal a clear message to the tech industry: the EU is serious about protecting user privacy and will not hesitate to penalize companies that fail to comply with GDPR regulations. The implications are far-reaching, forcing companies to re-evaluate their data collection and processing practices to ensure they are in line with European law.

    Beyond the financial impact, these fines also damage the reputations of Apple and Meta, eroding user trust and potentially impacting their business models. Consumers are increasingly aware of their data privacy rights and are demanding greater transparency and control over their personal information. Companies that prioritize user privacy are more likely to thrive in this evolving landscape.

    The EU’s enforcement of GDPR continues to reshape the digital world. These recent fines levied against Apple and Meta serve as a stark reminder that data privacy is not just a legal obligation, but a fundamental right that must be respected. As data continues to fuel the modern economy, companies must prioritize compliance and ethical data practices to maintain user trust and avoid the severe consequences of GDPR violations.

  • # Meta’nın Bağımsız Denetleme Kurulu’ndan Şirketin Yeni Nefret Söylemi Politikalarına İlişkin Detay Talebi

    ## Meta’nın Bağımsız Denetleme Kurulu’ndan Şirketin Yeni Nefret Söylemi Politikalarına İlişkin Detay Talebi

    Meta’nın içerik denetleme kararlarına yardımcı olmak amacıyla kurulan bağımsız denetleme kurulu, şirketin Ocak ayında duyurduğu yeni nefret söylemi politikalarına yanıt verdi. Kurul, Meta’nın bu yeni politikalarının “aceleyle, olağan prosedürden ayrılarak” duyurulduğunu belirterek, şirketinden kurallarına ilişkin daha fazla bilgi talep etti.

    Denetleme Kurulu, Meta’dan yeni politikalarının hassas kullanıcı grupları üzerindeki etkisini değerlendirmesini, bu bulguları kamuoyuyla paylaşmasını ve her altı ayda bir Kurulu bilgilendirmesini istedi. Ayrıca, Kurulun Meta ile ABD dışındaki bölgelerdeki gerçeklik kontrolü politikalarını şekillendirme konusunda da görüşmelerde bulunduğu belirtildi.

    Bu gelişmeler, Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in Donald Trump’ın göreve başlamasından sadece haftalar önce, Facebook, Instagram ve Threads’de “daha fazla ifade özgürlüğü”ne olanak tanımak amacıyla şirketin içerik denetleme politikalarında başlattığı revizyonun bir parçası olarak değerlendiriliyor. Meta, bu girişim kapsamında çeşitli platformlarında göçmenleri ve LGBTQIA+ kullanıcıları koruyan nefret söylemi kurallarını gevşetmişti.

    Denetleme Kurulu, Meta’nın yeni politikalarıyla ilgili olarak, şirketten diğer şeylerin yanı sıra yeni topluluk notları sisteminin etkinliğini ölçmesini, nefret dolu ideolojilere ilişkin revize edilmiş duruşunu açıklığa kavuşturmasını ve taciz politikalarının ihlallerini nasıl uyguladığını iyileştirmesini isteyen 17 öneride bulundu. Ayrıca Kurul, Meta’dan yeni politikalardan etkilenen paydaşlarla etkileşim kurarak, BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkelerine yönelik 2021 taahhüdünü yerine getirmesini istedi. Kurul, Meta’nın bunu en başından yapması gerektiğini belirtiyor.

    Meta’nın daha geniş kapsamlı politikalarını yönlendirme yeteneği sınırlı olsa da Denetleme Kurulu, şirketin kendi kurallarına göre bireysel gönderilerle ilgili kararlarına uymak zorunda.

    Meta’nın Kurula bir politika danışma görüşü başvurusu yapması halinde – ki bunu daha önce birkaç kez yapmıştı – Kurul, Meta’nın içerik denetimini yeniden şekillendirmek için bir kanala sahip olabilir.

    Meta’nın platformlarındaki göçmen karşıtı söylem, engellileri hedef alan nefret söylemi ve LGBTQIA+ seslerinin bastırılması gibi konularla ilgili 11 davada yayınlanan kararlarda, Denetleme Kurulu’nun Zuckerberg’in bu yılın başlarında duyurduğu yeni içerik politikalarının birçoğunu eleştirdiği görülüyor. Kurul, Meta’nın Ocak ayındaki politika değişikliklerinin bu kararların sonucunu etkilemediğini açıkladı.

    Facebook ve Instagram’daki trans kadınların videolarıyla ilgili iki ABD davasında, Kurul, kullanıcı raporlarına rağmen Meta’nın içeriği yayında bırakma kararını onayladı. Ancak Kurul, Meta’nın “transseksüalizm” terimini Nefret Dolu Davranış politikalarından kaldırmasını öneriyor.

    Kurul, Meta’nın 2024 yazında İngiltere’de meydana gelen göçmen karşıtı ayaklanmalarla ilgili üç Facebook gönderisini yayında bırakma kararını bozdu. Kurul, Meta’nın şirketin şiddet ve tahrik politikalarını ihlal eden Müslüman ve göçmen karşıtı içerikleri kaldırmakta çok yavaş davrandığını tespit etti.

  • # Oversight Board Demands Clarity on Meta’s Revised Hate Speech Policies

    ## Oversight Board Demands Clarity on Meta’s Revised Hate Speech Policies

    Meta’s Oversight Board, the independent body tasked with advising the social media giant on content moderation, has issued a strong response to the company’s recently implemented hate speech policies. Announced in January, these revised policies have raised concerns about their potential impact on vulnerable user groups and the overall safety of online discourse.

    The Oversight Board’s response, released Tuesday, criticizes the “hasty” manner in which the new policies were introduced, claiming a departure from Meta’s standard procedures. The Board is now demanding greater transparency and accountability from the company, calling for a comprehensive assessment of the policies’ effects, particularly on marginalized communities. The Board further requests that Meta report its findings publicly and provide regular updates to the Board itself every six months.

    Beyond the U.S., the Board is also actively engaged in discussions with Meta regarding its fact-checking strategies, aiming to influence the company’s approach to information integrity on a global scale.

    Meta’s recent shift in content moderation appears to stem from a broader initiative, reportedly launched shortly before President Donald Trump’s inauguration, to encourage “more speech” across its platforms, including Facebook, Instagram, and Threads. This initiative included rolling back existing hate speech rules that previously offered protections to immigrants and LGBTQIA+ individuals.

    In its response, the Oversight Board outlined 17 recommendations for Meta. These recommendations include evaluating the efficacy of Meta’s new community notes system, clarifying the company’s redefined stance on hateful ideologies, and improving the enforcement of harassment policies. The Board also urged Meta to adhere to its 2021 commitment to the UN Guiding Principles on Business and Human Rights, emphasizing the importance of engaging with stakeholders affected by the new policies – something the Board believes should have been done from the outset.

    While the Oversight Board’s power is somewhat limited, as it cannot dictate Meta’s overall policy direction, the company is bound by the Board’s decisions on individual content moderation cases. Furthermore, if Meta were to seek a policy advisory opinion from the Board – a procedure used sparingly in the past – the Board could potentially play a more significant role in shaping Meta’s long-term content moderation strategy.

    The Board’s scrutiny extends to several recent cases across Meta’s platforms, involving issues such as anti-migrant rhetoric, hate speech targeting people with disabilities, and the suppression of LGBTQIA+ voices. While Meta’s January policy changes did not influence the outcomes of these specific cases, the Board’s decisions underscore its concern about the potential consequences of the revised rules.

    For example, while the Board upheld Meta’s decision to allow videos of transgender women on Facebook and Instagram, it recommended the removal of the term “transgenderism” from the company’s Hateful Conduct policy. Conversely, the Board overturned Meta’s decision to leave up three Facebook posts related to anti-immigration riots in the U.K. in 2024, citing the company’s slow response in removing content that violated its own violence and incitement policies. These decisions highlight the ongoing tension between promoting free speech and mitigating the spread of harmful content on Meta’s platforms.

  • # Zuckerberg’den Şaşırtan Çıkış: Instagram’ı Facebook’tan Ayırma Fikrini Masaya Yatırmış!

    ## Zuckerberg’den Şaşırtan Çıkış: Instagram’ı Facebook’tan Ayırma Fikrini Masaya Yatırmış!

    Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in, şirketin tekelcilik suçlamasıyla karşı karşıya olduğu antitröst davasında ortaya çıkan bir iç e-postası, sosyal medya dünyasında büyük yankı uyandırdı. E-postada, Zuckerberg’in Instagram’ın Facebook’u “yamyamlaştırma” potansiyelinden duyduğu endişeyi dile getirdiği ve bu duruma çözüm olarak Instagram’ı ayrı bir şirket olarak yapılandırma fikrini değerlendirdiği görülüyor.

    **”Ağ Çöküşü” Korkusu ve Alternatif Stratejiler**

    2012’de milyar dolara satın alınan Instagram’ın, Facebook’un kültürel önemini kaybetmesine katkıda bulunduğunu düşünen Zuckerberg, bu durumun “daha ilgi çekici ve kârlı ürünün ağ çöküşüne” yol açabileceğinden endişelenmiş. Bu nedenle, potansiyel yamyamlaşmayı önlemek için çeşitli yollar önermiş. Bunlar arasında, Meta’nın uygulamaları arasında daha fazla köprü kurarak tek bir ağ gibi işlev görmelerini sağlamak ve Instagram’ı tamamen ayrı bir iş birimi olarak yapılandırmak da yer alıyor.

    **FTC’nin Tekelcilik İddiası ve Zuckerberg’in Endişeleri**

    ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), Meta’ya karşı açtığı davada şirketin sosyal ağ tekelini sürdürdüğünü ve Instagram ve WhatsApp gibi rakip uygulamaları satın alarak pazardaki hakimiyetini koruduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu bağlamda, Zuckerberg’in Instagram’ın Facebook için oluşturduğu tehdidin farkında olduğuna dair e-postalar, davanın seyrini değiştirebilecek önemli kanıtlar olarak değerlendiriliyor.

    **Instagram’ın Facebook’un Büyümesini Engellediği İddiası**

    Mayıs 2018 tarihli bir e-postada Zuckerberg, Instagram’a katılan kullanıcıların Facebook etkileşiminin önemli ölçüde azaldığını belirtiyor. “Nüfusun daha büyük bir yüzdesi Instagram’a girdikçe, Facebook kullanımının bu şekilde oyulmasının bileşik bir etki yarattığını gösteren daha fazla veri elde etmeye başlıyoruz” diyen Zuckerberg, Instagram’ın büyümesini teşvik etmenin Facebook için daha büyük bir tehdit oluşturabileceği sonucuna varmış.

    **Çözüm Arayışları: Aile Uygulamaları Stratejisi mi, Bağımsızlık mı?**

    Zuckerberg, e-postada Facebook ve Instagram arasında köprüler kurarak, uygulamaların “daha fazla açıdan tek bir ağ gibi işlev görmesini” istediğini belirtmiş. Örneğin, büyük kitlelere sahip video içerik üreticilerinin her iki uygulamada da daha kolay etkileşim kurabilmesini ve WhatsApp, Messenger ve Instagram arasındaki sesli ve görüntülü arama ağlarının birleştirilmesini önermiş.

    Ancak, Zuckerberg’in Instagram ve WhatsApp içindeki yeni ürün ve hizmetler geliştirmenin zorluklarına da değindiği görülüyor. Özellikle Instagram kurucularının (Kevin Systrom ve Mike Krieger) motivasyonunu düşürmemek ve onları şirkette tutabilmek için, Instagram hakkındaki endişelerin açıkça tartışılamamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş.

    **Meta’nın Hamlesi ve FTC Davasının Geleceği**

    Sonuç olarak Meta, Instagram ve WhatsApp’ı ayrı şirketler olarak yapılandırmama kararı aldı. Ancak Zuckerberg, e-postada Meta’nın önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde Instagram ve WhatsApp’ı ayırmak zorunda kalabileceği ve bu durumun “aile uygulamaları” stratejisinin boşa gitmesine neden olabileceği uyarısında bulunmuş.

    FTC’nin davayı kazanması halinde, Zuckerberg’in 2018’deki öngörüsü gerçekleşmiş olacak. Meta ise TechCrunch’a yaptığı açıklamada, bu e-postaların bağlamından koparıldığını ve FTC’nin zayıf davasını güçlendirmeyeceğini savundu.

    Bu dava, teknoloji dünyasının devlerinin geleceği ve rekabetin korunması açısından kritik bir öneme sahip. FTC’nin Meta’yı tekelcilikten mahkum etmesi halinde, şirketin Instagram ve WhatsApp’ı elden çıkarması gerekebilir. Bu da, sosyal medya pazarında rekabetin artmasına ve tüketiciler için daha çeşitli seçeneklerin ortaya çıkmasına yol açabilir.

  • # Zuckerberg Considered Spinning Off Instagram to Save Facebook, Emails Reveal

    ## Zuckerberg Considered Spinning Off Instagram to Save Facebook, Emails Reveal

    Newly surfaced internal emails from 2018 reveal that Meta CEO Mark Zuckerberg once considered spinning off Instagram as a potential solution to the platform’s “cannibalization” of Facebook. The revelation comes amidst the ongoing antitrust trial where the U.S. Federal Trade Commission (FTC) is arguing that Meta operates a social networking monopoly.

    The emails, presented as evidence by the FTC, show Zuckerberg expressing concern that Instagram’s growth was significantly impacting Facebook’s user engagement and potentially leading to a “network collapse” of the more profitable platform. In a message addressed to key Meta executives, Zuckerberg explored various strategies to mitigate this risk, including increased integration between the two apps and, surprisingly, the possibility of spinning off Instagram entirely.

    “We are starting to get more data that suggests this hollowing out of Facebook usage compounds as a larger percent of the population gets on Instagram,” Zuckerberg wrote. He worried that promoting Instagram to the same size as Facebook could have “significant negative effects” that were not being properly modeled.

    One solution proposed was to build more bridges between Meta’s apps, making them function as a single, cohesive network. This included easier engagement for video creators across platforms and combining the voice and video calling networks of WhatsApp, Messenger, and Instagram. While cross-platform messaging was eventually introduced in 2020, it was later rolled back.

    However, the most striking suggestion was the potential spin-off of Instagram. Zuckerberg reportedly believed this could “preserve Facebook’s growth, focus Meta’s teams, and allow the company to retain Systrom.” Ironically, Instagram’s co-founders, Kevin Systrom and Mike Krieger, departed Meta just months later, in September 2018.

    Zuckerberg also voiced concerns about the difficulties of implementing new strategies within Instagram and WhatsApp due to the existing leadership structures. He noted that openly discussing concerns about Instagram could demoralize the team and potentially lead to the departure of its co-founders.

    Another key point raised in the emails was the need to strengthen the Facebook brand identity across all platforms. Zuckerberg suggested incorporating the “Instagram by Facebook” and “WhatsApp by Facebook” branding more prominently, even considering adding Facebook branding to the app interfaces themselves. Ironically, in 2021, Facebook rebranded itself as Meta, with the Meta logo now appearing across all its applications.

    While Meta ultimately chose not to spin off Instagram and WhatsApp, the possibility remains a point of contention in the ongoing FTC antitrust case. If the FTC wins, Meta could be forced to divest these assets, a scenario Zuckerberg himself acknowledged as a “non-trivial chance” in the 2018 email.

    Meta has downplayed the significance of the emails, stating that they are “out-of-context and years-old documents about acquisitions that were reviewed by the FTC more than a decade ago” and will not “obscure the realities of the competition we face or overcome the FTC’s weak case.”

    However, the emergence of these internal communications provides a fascinating glimpse into the strategic considerations and internal debates within Meta during a crucial period of growth and consolidation. The outcome of the FTC’s case could have significant implications for the future of Meta and the broader social networking landscape, potentially fulfilling Zuckerberg’s earlier prediction of a forced spin-off.