Etiket: developer tools

  • # Yapay Zeka Destekli Kod Hata Ayıklama Platformu Lightrun, 70 Milyon Dolar Yatırım Aldı

    ## Yapay Zeka Destekli Kod Hata Ayıklama Platformu Lightrun, 70 Milyon Dolar Yatırım Aldı

    Yapay zeka destekli kodlama, geliştiricilerin işlerini daha hızlı ve kolay hale getirme vaadiyle büyük bir popülarite kazandı. Ancak bu durum, aynı zamanda, kod satırlarında devasa bir artışa ve dolayısıyla çökmelere veya diğer aksaklıklara neden olan hataların olasılığında bir yükselişe yol açtı. İşte bu noktada devreye giren İsrailli startup Lightrun, üretimdeki kodları tanımlamak ve hatalar ortaya çıkmadan önce gidermek için bir gözlemlenebilirlik platformu oluşturdu. Şirket, B Serisi yatırım turunda 70 milyon dolar topladığını duyurdu. Bu yatırım, pazardaki bu tür araçlara olan ihtiyacı ve Lightrun’ın bu talebi karşılama konusundaki başarısını açıkça ortaya koyuyor.

    Yeni yatırımcı Accel, bu turu mevcut yatırımcı Insight Partners ile birlikte yönetiyor. Yatırım turuna Citi, Glilot Capital, GTM Capital ve Sorenson Capital de katılıyor. Lightrun, 2021’de Insight Partners liderliğindeki A Serisi de dahil olmak üzere bugüne kadar toplam 110 milyon dolar yatırım almış oldu.

    Startup, değerlemesini açıklamasa da, işlerin yolunda gittiğine dair güçlü işaretler var. İlk olarak, müşterileri arasında Citi gibi stratejik bir yatırımcı ve ADP, AT&T, ICE/NYSE, Inditex, Microsoft, Priceline, Salesforce ve SAP gibi büyük isimler yer alıyor.

    İkinci olarak, ürün ve şirketin güncel pazar ortamına uyum sağlama zamanlaması da oldukça başarılı. Lightrun, Temmuz 2024’te kuruluşların entegre geliştirici ortamlarında (IDE’ler) kullanılmak üzere Runtime Autonomous AI Debugger (Çalışma Zamanı Otonom Yapay Zeka Hata Ayıklayıcısı) adlı yeni bir yapay zeka tabanlı hata ayıklama aracını duyurmuştu. Şirketin platformu zaten etkileyici sonuçlar sunsa da, bu ürün birçok işletmenin karşı karşıya olduğu mevcut duruma gerçekten hitap ediyordu: Yapay zeka, çok daha fazla kodlamaya ve çok daha fazla soruna yol açıyordu ve Lightrun bu sorunları ele almak için bir yapay zeka aracı geliştirmişti.

    Şirket, piyasaya sürüldüğünden bu yana gelirlerinin 4,5 kat arttığını ve bu durumun yatırımcıların ilgisini çektiğini belirtiyor. Accel’in yatırımını yöneten Andrei Brasoveanu, Lightrun’ı yıllardır takip ettiğini ve bu lansmandan sonra harekete geçtiğini söylüyor. Brasoveanu, “Her şey geçen yıl bir araya geldi,” diyor ve ekliyor, “Yapay zeka sayesinde kurumsal alanda bir ivme gördüler.”

    CEO ve kurucu ortak Ilan Peleg, CTO Leonid Blouvshtein ile birlikte şirketi kurmadan önce orta mesafe koşucusu olarak İsrail’de 4 ulusal şampiyonluk kazanmış ve Avrupa’daki tüm orta mesafe koşucuları arasında ilk 16’ya girmişti. Zamanlama konusunda deneyimli olan Peleg’e göre, günümüzde pazarda düzinelerce gözlemlenebilirlik aracı geliştiren şirket bulunuyor (en öne çıkanlardan bazıları Datadog ve App Dynamics).

    Ancak henüz hiçbiri bu tür bir çalışmanın “kutsal kasesine” ulaşamadı: Sadece üretimde gönderilen tüm kodun büyük resmini elde etmek değil, aynı zamanda bunun halihazırda kullanılmakta olanlarla nasıl etkileşime gireceğini ve sorunların nerede ortaya çıkabileceğini tahmin etmek. Ve bunu, kuruluşa minimum kesinti ve dolayısıyla minimum maliyetle yapmak.

    Peleg, “Kod ucuzluyor, ancak hatalar pahalı,” diyor. Bu sorun ise bir “dönüm noktasına” ulaşmış durumda. Peleg, “Geliştiriciler artık yapay zeka sayesinde kullanılan tüm otomasyon nedeniyle her zamankinden daha fazla kod gönderebiliyorlar,” diyor. “Ancak işler ters gittiğinde düzeltmek hala çok manuel bir süreç.”

    Lightrun’ın başarısı, kodu IDE’de olduğu gibi izleyebilen ve üretimde aktif olarak bulunan kodla birlikte nasıl davranacağını anlayabilen bir gözlemlenebilirlik araç seti oluşturmak oldu. Daha sonra, kesintisiz ve çökmeler olmadan çalışmaya devam etmek için üretim aşamasına geçerken kodda otomatik olarak ayarlamalar yapabiliyor. Bunu, bu davranışı anlamak için yapay zeka tabanlı simülasyonlar oluşturarak ve ardından sorunlar ortaya çıkmadan önce kodu düzelterek yapıyor.

    Peled, “Bizi benzersiz kılan kısım burası,” diyor. Gözlemlenebilirliğin kuruluşlardaki diğer faaliyetlere ne kadar yakın olduğu göz önüne alındığında, Lightrun’ın nasıl gelişebileceğine dair birçok seçenek bulunuyor. Bunlardan biri, hatalardan kaynaklanan bariz güvenlik etkileri göz önüne alındığında, siber güvenlik ekipleri için daha özel araçlar oluşturmak. Bir diğeri ise, olası hataları bulmayı ve düzeltmeyi daha da verimli hale getirmek için araçlarının bazılarını kod oluşturma noktasına daha da yakın bir şekilde inşa etmek olabilir.

    Peled, şimdilik planlarının, araçlarını, yeteneklerini ve işlerini özellikle IDE’de geliştirmeye odaklanmak olduğunu söylüyor. Gelecekte amaca yönelik daha fazla araç geliştirmeyi dışlamasa da, “Dayanıma risk oluşturan her şeyi azaltıyoruz,” diyor. Kod asistanlarına gelince, “Bunlar geleceğimizde olabilir,” diyor, “ancak yürütüldükten sonra yazılım düzeltme sorununa odaklanmak ve bu sorun üzerinde çalışmak bile karmaşık ve geniş kapsamlıdır.” Gelecekte kod oluşturmanın nasıl görüneceğini tahmin etmenin zor olacağını belirtiyor. Günümüzde, tüm üretim sorunlarının yüzde 30 ila 60’ının hem insanlar hem de makineler tarafından oluşturulan kod sorunlarından kaynaklandığı tahmin edilirken, Lightrun her şeyin nasıl oluşturulduğundan bağımsız olarak her şeyi gözlemlemenin ve düzeltmenin bir yolunu sunmak için yarışıyor.

  • # Lightrun Secures $70M to Tackle AI-Induced Debugging Nightmares

    ## Lightrun Secures $70M to Tackle AI-Induced Debugging Nightmares

    The rise of AI-assisted coding promises to turbocharge developer productivity. However, it’s also creating a surge in code volume, inevitably leading to more bugs, crashes, and application failures. Recognizing this growing pain point, Israeli startup Lightrun has secured $70 million in Series B funding to expand its AI-powered observability platform, which aims to proactively identify and remediate code issues before they impact production.

    The funding round was co-led by Accel and existing investor Insight Partners, with participation from Citi, Glilot Capital, GTM Capital, and Sorenson Capital. This brings Lightrun’s total funding to $110 million, including a Series A round led by Insight Partners back in 2021.

    While the company isn’t disclosing its valuation, several factors point towards its strong market position. Lightrun boasts an impressive client list, including strategic backer Citi, along with industry giants like ADP, AT&T, ICE/NYSE, Inditex, Microsoft, Priceline, Salesforce, and SAP. These partnerships highlight the platform’s value in demanding enterprise environments.

    Lightrun’s core offering is an observability platform designed to provide developers with real-time insights into their code, both during development and in production. In July 2024, the company launched its Runtime Autonomous AI Debugger, an AI-driven tool that integrates with popular Integrated Developer Environments (IDEs). This debugger directly addresses the challenges created by AI-generated code, offering an automated solution for identifying and resolving bugs before they reach production.

    According to Lightrun, its revenues have grown by a remarkable 4.5x since the launch of the AI debugger. This rapid growth attracted the attention of Accel partner Andrei Brasoveanu, who had been closely monitoring Lightrun for several years. “Everything came together last year,” Brasoveanu stated. “They saw acceleration in the enterprise, all because of AI.”

    Ilan Peleg, CEO and co-founder of Lightrun, believes the current market is flooded with observability tools, but few address the critical need to understand how newly shipped code will interact with existing systems and anticipate potential problems. Lightrun aims to achieve this “holy grail” of observability by providing developers with a comprehensive view of their code’s behavior, minimizing disruptions and associated costs.

    “Code is becoming cheap but bugs are expensive,” Peleg emphasizes, highlighting the escalating costs associated with production issues. He points out that AI-driven automation is allowing developers to ship code faster than ever before, but the process of fixing issues remains largely manual.

    Lightrun’s solution focuses on mirroring the production environment within the IDE, enabling developers to monitor code behavior and predict potential conflicts. The platform leverages AI-based simulations to understand code interactions and automatically adjust code before deployment, preventing crashes and interruptions.

    Looking ahead, Lightrun sees opportunities to expand its platform into areas like cybersecurity, where code vulnerabilities can have significant security implications. The company also envisions integrating its tooling earlier in the development process, further improving the efficiency of bug detection and resolution.

    For now, Lightrun remains focused on strengthening its core IDE-based platform. As Peleg notes, “Everything that poses risk to resilience, we are mitigating.” While he acknowledges the potential for code assistants in the future, he emphasizes the immediate need to address the complex challenge of software remediation. With estimates suggesting that 30% to 60% of production issues originate from code generated by humans and machines, Lightrun is positioning itself to tackle this problem head-on, providing a critical layer of observability and automated debugging to help developers ship reliable code in the age of AI.

  • # Microsoft Terminal: Yeni Nesil Komut Satırı Deneyimi

    ## Microsoft Terminal: Yeni Nesil Komut Satırı Deneyimi

    Microsoft, geliştiricilerin ve sistem yöneticilerinin hayatını kolaylaştırmaya yönelik önemli bir adım atarak, modern ve güçlü bir komut satırı deneyimi sunan **Microsoft Terminal** uygulamasını kullanıma sundu. GitHub üzerinde açık kaynaklı olarak geliştirilen bu proje, hem yeni Windows Terminal’i hem de orijinal Windows konsolunu tek bir çatı altında birleştiriyor.

    **Peki Microsoft Terminal ne sunuyor?**

    * **Çoklu Sekme Desteği:** Birden fazla komut satırı oturumunu aynı pencerede yönetme imkanı sunarak, iş akışını önemli ölçüde hızlandırıyor. PowerShell, CMD, WSL (Windows Subsystem for Linux) ve Azure Cloud Shell gibi farklı ortamları aynı anda kullanmak artık çok daha kolay.

    * **Özelleştirilebilir Arayüz:** Tema, renk şeması, yazı tipi ve arka plan gibi görsel unsurları kişiselleştirme imkanı tanıyarak, kullanıcıların kendi tercihlerine göre bir çalışma ortamı oluşturmasına olanak sağlıyor.

    * **Unicode ve UTF-8 Desteği:** Uluslararası karakter setlerini tam olarak destekleyerek, farklı dillerde geliştirme yapan kullanıcılar için sorunsuz bir deneyim sunuyor.

    * **GPU Hızlandırmalı Metin İşleme:** Daha akıcı ve hızlı bir metin işleme performansı sunarak, büyük çıktıların daha hızlı görüntülenmesini sağlıyor.

    * **Gelişmiş Klavye Kısayolları ve Komut Paleti:** Verimliliği artırmak için klavye kısayolları ve komut paleti gibi özellikler sunarak, sık kullanılan komutlara hızlı erişim sağlıyor.

    **Neden Microsoft Terminal’i Denemelisiniz?**

    Eğer bir geliştirici, sistem yöneticisi veya komut satırını aktif olarak kullanan bir kullanıcıysanız, Microsoft Terminal sizin için önemli bir araç olabilir. Sunduğu modern arayüz, özelleştirme seçenekleri ve performans iyileştirmeleri ile komut satırı deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyacaktır. Ayrıca, açık kaynaklı bir proje olması sayesinde topluluk katkılarıyla sürekli gelişmeye devam ediyor.

    **Sonuç olarak:**

    Microsoft Terminal, Windows kullanıcıları için modern ve güçlü bir komut satırı alternatifi sunuyor. Özellikle çoklu sekme desteği, özelleştirme seçenekleri ve performans iyileştirmeleri sayesinde geliştiricilerin ve sistem yöneticilerinin hayatını kolaylaştırıyor. GitHub üzerinden erişilebilir olması ve açık kaynaklı olması, projenin geleceği için umut vadediyor. Eğer siz de daha iyi bir komut satırı deneyimi arıyorsanız, Microsoft Terminal’i mutlaka denemelisiniz.

  • # Microsoft Terminal: Unifying Windows Console Experience

    ## Microsoft Terminal: Unifying Windows Console Experience

    Microsoft Terminal, a project hosted on GitHub, is aiming to revolutionize the Windows console experience by bringing together the new Windows Terminal and the original Windows console host into a unified and accessible location. This initiative signals Microsoft’s commitment to modernizing the command-line interface for developers and power users.

    For years, the traditional Windows console host has been a source of frustration for many. Its limited feature set, lack of customization options, and outdated aesthetic have lagged behind modern terminal emulators found on other operating systems. The introduction of the new Windows Terminal was a significant step forward, offering features like tabs, panes, custom themes, and support for various shell environments like PowerShell, Command Prompt, and WSL (Windows Subsystem for Linux).

    However, navigating between the original console host and the new Windows Terminal could be confusing. This project, accessible through GitHub, aims to streamline the user experience by consolidating both within a single, well-maintained repository.

    This consolidation offers several potential benefits:

    * **Unified Development and Maintenance:** Having both the legacy console host and the modern Terminal in the same place allows for more efficient development and maintenance. Microsoft can address bugs, implement new features, and ensure compatibility across both platforms from a central codebase.
    * **Simplified Access and Installation:** The single repository can streamline the process of obtaining and installing the Windows Terminal. Users will likely find it easier to access the latest updates and contribute to the project’s development.
    * **Improved User Experience:** By consolidating resources, Microsoft can ensure a more consistent and user-friendly experience across both the legacy console host and the modern Terminal. This can lead to improved documentation, tutorials, and overall ease of use.
    * **Opportunities for Interoperability:** Having both implementations readily available opens the door to potential interoperability between the old and the new. This could lead to innovative features that leverage the strengths of both platforms.

    The move is a testament to Microsoft’s commitment to open-source development and providing developers with the tools they need to succeed on the Windows platform. By uniting the legacy console host and the modern Windows Terminal in a single, accessible location, Microsoft is paving the way for a more streamlined and powerful command-line experience for all Windows users. It will be interesting to see how this project evolves and the innovative solutions that emerge from this collaborative effort.

  • # Visa’dan Oyun Geliştiricileri ve Tasarımcıları Hedefleyen Ürün Tasarım Sistemi

    ## Visa’dan Oyun Geliştiricileri ve Tasarımcıları Hedefleyen Ürün Tasarım Sistemi

    Dünya çapında ticaretin devlerinden biri olan Visa, geliştiricileri ve tasarımcıları, özellikle de oyun dünyasına odaklananları destekleyecek yeni bir program başlatıyor. VentureBeat’te Dean Takahashi tarafından yayınlanan habere göre, “Visa Ürün Tasarım Sistemi” adı verilen bu girişim, oyun geliştiricileri ve tasarımcılarının Visa’nın kaynaklarına daha kolay erişmesini ve bunları kendi projelerinde kullanmasını sağlayacak.

    Bu yeni sistem, geliştiricilerin ve tasarımcıların Visa’nın altyapısını kullanarak daha yenilikçi ve kullanıcı dostu çözümler geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Oyun içi ödeme sistemlerinden, sanal ekonomilere kadar pek çok alanda, Visa’nın Ürün Tasarım Sistemi potansiyel olarak oyun dünyasında devrim yaratabilir.

    **Visa’nın Bu Girişimi Neden Önemli?**

    * **Erişilebilirlik:** Geliştiricilerin ve tasarımcıların Visa’nın kaynaklarına daha kolay erişim sağlaması, yenilikçi ödeme çözümleri geliştirmelerini teşvik edecek.
    * **Oyun Deneyimini İyileştirme:** Kullanıcı dostu ödeme sistemleri ve sanal ekonomi çözümleri, oyun deneyimini daha akıcı ve keyifli hale getirecek.
    * **Oyun Sektörüne Yatırım:** Visa’nın bu girişimi, oyun sektörünün potansiyeline olan inancını gösteriyor ve sektöre önemli bir yatırım niteliği taşıyor.

    GamesBeat, Gaming Business gibi kategorilerde yer alan bu haber, Visa’nın oyun geliştiricilerine ve tasarımcılarına yönelik stratejik bir hamle olduğunu gösteriyor. Visa Ürün Tasarım Sistemi, oyun sektöründe yeni iş birliklerine ve inovasyona kapı açabilir.

    **Sonuç olarak,** Visa’nın bu girişimi, oyun sektöründe ödeme çözümlerinin ve sanal ekonomilerin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir. Geliştiriciler ve tasarımcılar için sunulan bu yeni imkanlar, oyun dünyasında daha yaratıcı ve kullanıcı odaklı çözümlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak gibi görünüyor.

  • # Visa Unveils Product Design System, Empowering Developers Across Commerce, Including Gaming

    ## Visa Unveils Product Design System, Empowering Developers Across Commerce, Including Gaming

    Visa, the ubiquitous financial services giant whose reach permeates practically every corner of global commerce, has launched a new initiative aimed directly at empowering developers and designers. This move, announced today, signals Visa’s commitment to fostering innovation and accessibility within its ecosystem, impacting industries as diverse as e-commerce and, notably, the gaming world.

    According to a report from VentureBeat, this new “Visa Product Design System” is poised to offer developers and designers a standardized set of tools, guidelines, and reusable components. This comprehensive system will streamline the creation of Visa-integrated products and services, ensuring consistency and improving user experience across the board.

    While the specifics of the design system are still emerging, the potential impact on the gaming industry is significant. Game developers, often tasked with integrating complex payment systems and microtransactions, will likely benefit from the standardized approach. The Visa Product Design System could potentially simplify the implementation of in-game purchases, subscriptions, and other revenue-generating mechanisms, allowing developers to focus more on core gameplay and user experience.

    This move by Visa highlights the increasing importance of developer relations and the recognition that empowering creators is crucial for sustained growth in a digital economy. By providing a unified and accessible design system, Visa is positioning itself as a key enabler for innovation, not just within the traditional financial sector, but also in burgeoning areas like the gaming landscape. The long-term effects of this initiative will undoubtedly be seen in the creation of more seamless and engaging experiences for users across a wide range of applications and platforms. Dean Takahashi, writing for VentureBeat, suggests this is a positive step for game developers looking to integrate secure and reliable payment systems into their games.