Etiket: data privacy

  • # Mind Your Data: Senators Raise Concerns Over Neurotech Companies Selling Brain Information

    ## Mind Your Data: Senators Raise Concerns Over Neurotech Companies Selling Brain Information

    Three U.S. Democratic senators are sounding the alarm on the growing neurotechnology industry, specifically focusing on the potential for companies to collect and sell sensitive brain data gathered from users. In a recent letter addressed to the Federal Trade Commission (FTC), Senators Chuck Schumer (D-NY), Maria Cantwell (D-IN), and Ed Markey (D-MA) have urged for an investigation into the data handling practices of neurotechnology companies. They are also advocating for stricter regulations regarding data-sharing policies within this emerging sector.

    The senators highlight the particularly sensitive nature of neural data in their letter. “Unlike other personal data, neural data – captured directly from the human brain – can reveal mental health conditions, emotional states, and cognitive patterns, even when anonymized,” they wrote. The letter emphasizes that this information is not only intensely personal but also carries strategic sensitivity, raising serious concerns about privacy and potential misuse.

    While the term “neurotechnology” might immediately bring to mind futuristic brain implants like those being developed by Elon Musk’s Neuralink, the senators’ concerns extend to a wider range of consumer products already on the market. These include less invasive devices such as meditation headbands, devices claiming to induce lucid dreaming, and even applications promising to improve online dating success by analyzing instinctive reactions. These consumer-grade neurotech products collect valuable insights into users’ neurological data, and the current regulatory landscape provides limited oversight on how this information is used and shared.

    The senators’ call for investigation and regulation signifies a growing awareness of the potential risks associated with the burgeoning neurotechnology industry. As these technologies become more prevalent, it is crucial to establish clear ethical and legal frameworks to protect consumers’ privacy and ensure responsible innovation in this sensitive field. The FTC’s response to the senators’ request could have significant implications for the future of neurotechnology and the protection of neural data privacy.

  • # Beyin Verileriniz Satılıyor Olabilir: Senatörlerden Nöroteknoloji Şirketlerine Soruşturma Çağrısı

    ## Beyin Verileriniz Satılıyor Olabilir: Senatörlerden Nöroteknoloji Şirketlerine Soruşturma Çağrısı

    Üç Demokrat senatör, nöroteknoloji şirketlerinin kullanıcıların beyin verilerini toplama ve potansiyel olarak satma yeteneklerine karşı alarm zillerini çalıyor. Chuck Schumer (D-NY), Maria Cantwell (D-IN) ve Ed Markey (D-MA), Federal Ticaret Komisyonu’na (FTC) gönderdikleri bir mektupta, nöroteknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini nasıl ele aldıklarının araştırılmasını ve veri paylaşım politikalarına yönelik daha sıkı düzenlemeler getirilmesini talep ettiler.

    Senatörler mektupta, “Diğer kişisel verilerden farklı olarak, doğrudan insan beyninden elde edilen nöral veriler, anonimleştirilmiş olsa bile, zihinsel sağlık durumlarını, duygusal durumları ve bilişsel kalıpları ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı. “Bu bilgiler sadece son derece kişisel değil, aynı zamanda stratejik olarak da hassastır.”

    Nöroteknolojiler denince akla Elon Musk’ın Neuralink’i gibi beyin implantları gelse de, piyasada çok daha az invaziv ve daha az düzenlemeye tabi olan nöroteknoloji ürünleri bulunuyor. Bunlar arasında meditasyon yapmaya yardımcı olan başlıklar, sözde rüya görmeyi tetikleyen cihazlar ve kullanıcıların “içgüdüsel tepkilerine” göre uygulamalarda kaydırma yaparak çevrimiçi randevu bulmalarına yardımcı olmayı vaat eden ürünler yer alıyor. Bu tüketici ürünleri, kullanıcıların nörolojik verileri hakkında içgörüler topluyor…

    The Verge’de yayınlanan habere göre, senatörlerin bu konuya dikkat çekmelerinin ardında yatan temel endişe, toplanan bu verilerin potansiyel kötüye kullanımı. Beyin verileri, bireyler hakkında son derece kişisel ve hassas bilgiler içerebilir ve bu bilgilerin yetkisiz kişiler tarafından elde edilmesi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle senatörler, FTC’den bu alandaki şirketlerin veri toplama ve paylaşım uygulamalarını incelemesini ve kullanıcıların gizliliğini koruyacak önlemler almasını talep ediyor.

    Nöroteknoloji alanındaki gelişmelerin hızla ilerlediği günümüzde, bireylerin gizliliğinin ve haklarının korunması büyük önem taşıyor. Senatörlerin bu konuya dikkat çekmesi ve düzenleyici kurumları harekete geçmeye çağırması, nöroteknolojinin etik ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesini sağlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

  • # Perplexity CEO’su Reklam Satmak İçin Kullanıcıların Tüm Çevrimiçi Etkinliklerini İzleyecek Bir Tarayıcı İstiyor

    ## Perplexity CEO’su Reklam Satmak İçin Kullanıcıların Tüm Çevrimiçi Etkinliklerini İzleyecek Bir Tarayıcı İstiyor

    Yapay zeka destekli arama motoru Perplexity, görünüşe göre Google ile rekabet etmekle kalmayıp, aynı zamanda Google’a dönüşmeyi hedefliyor. Şirketin CEO’su Aravind Srinivas, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir podcast’te Perplexity’nin kendi tarayıcısını geliştirme nedenlerinden birinin, kullanıcıların uygulama dışındaki tüm çevrimiçi etkinlikleri hakkında veri toplamak ve bu verileri kullanarak premium reklamlar satmak olduğunu açıkladı.

    Srinivas, “Bir tarayıcı inşa etmemizin nedenlerinden biri de bu. Sizi daha iyi anlamak için uygulama dışındaki verileri de almak istiyoruz,” dedi. Ona göre, yapay zeka sistemlerine girilen bazı sorgular tamamen işle ilgili olabilir ve kişisel bilgileri yeterince yansıtmayabilir.

    Peki kişisel bilgileri nasıl elde edecekler? Srinivas’ın açıklamasına göre, “Ne satın aldığınız, hangi otellere gittiğiniz, hangi restoranlara uğradığınız, neye göz atarak zaman geçirdiğiniz gibi bilgiler bize sizin hakkınızda çok daha fazla şey söylüyor.”

    Perplexity CEO’su, tarayıcı kullanıcılarının bu türden bir takibe sıcak bakacağını düşünüyor, çünkü bu sayede gösterilen reklamların kendileri için daha alakalı olacağını savunuyor. Srinivas, “Daha iyi bir kullanıcı profili oluşturmak için tüm bu bağlamı kullanmayı planlıyoruz ve belki de keşif akışımız aracılığıyla orada bazı reklamlar gösterebiliriz,” şeklinde konuştu.

    Comet adını taşıyan bu tarayıcı projesi bazı aksaklıklar yaşamış olsa da, Srinivas’a göre Mayıs ayında piyasaya sürülmeye hazır durumda.

    Aslında Srinivas haklı. Kullanıcıları internette sessizce takip etmek, Google’ın yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir piyasa değerine ulaşmasına yardımcı oldu. Bu nedenle Google, bir tarayıcı ve bir mobil işletim sistemi geliştirdi. Perplexity de mobil dünyada benzer bir yaklaşım sergiliyor. Şirket, Razr serisi telefonlarda uygulamasının önceden yüklü olarak gelmesi ve “Ask Perplexity” yazılarak Moto AI aracılığıyla erişilebilmesi için Motorola ile bir ortaklık anlaşması imzaladı.

    Bloomberg’in haberine göre Perplexity, Samsung ile de görüşmelerde bulunuyor. Srinivas bu durumu doğrudan doğrulamasa da, podcast’te her iki ortaklıktan bahseden Bloomberg makalesine atıfta bulundu.

    Elbette, reklam satmak için kullanıcıları çevrimiçi olarak takip eden tek şirket Google değil. Meta’nın internet sitelerine gömülü olan Pixel adlı reklam takip teknolojisi, Facebook veya Instagram hesabı olmayan kişiler de dahil olmak üzere herkes hakkında veri topluyor. Hatta kendini bir gizlilik savunucusu olarak pazarlayan Apple bile, bazı uygulamalarında varsayılan olarak kullanıcıların konumlarını takip ederek reklam satmaktan kendini alamıyor.

    Öte yandan, bu tür uygulamalar hem ABD’de hem de Avrupa’da siyasi yelpazenin her kesiminden insanın büyük teknoloji şirketlerine karşı güvensizlik duymasına yol açtı.

    Srinivas’ın tarayıcı takibi ve reklam satma konusundaki hırslarını bu kadar açık bir şekilde dile getirmesi de ironik bir durum oluşturuyor.

    Şu anda Google, arama ve çevrimiçi reklamcılık alanında tekelci davranışlar sergilediği iddiasıyla ABD Adalet Bakanlığı ile mahkemelik durumda. Adalet Bakanlığı, yargıçtan Google’ın Chrome’u elden çıkarmasını emretmesini istiyor.

    Srinivas’ın gerekçeleri göz önüne alındığında, hem OpenAI hem de Perplexity – şaşırtıcı olmayacak şekilde – Google’ın Chrome tarayıcı işini satmak zorunda kalması durumunda satın almak istediklerini belirtti.

  • # Perplexity’s Bold Browser Strategy: Tracking Everything for “Hyper-Personalized” Ads

    ## Perplexity’s Bold Browser Strategy: Tracking Everything for “Hyper-Personalized” Ads

    Perplexity is aiming to not just rival Google, but seemingly emulate its data-driven approach. In a recent podcast appearance, CEO Aravind Srinivas revealed the company’s ambitious plan for its upcoming browser, Comet: comprehensive user tracking to fuel a “hyper-personalized” advertising experience.

    Srinivas stated that the primary motivation behind building their own browser is to gather data on user activity *outside* of the Perplexity app itself. This data, he argues, is crucial for building a comprehensive user profile that goes beyond work-related AI prompts. “What are the things you’re buying; which hotels are you going [to]; which restaurants are you going to; what are you spending time browsing, tells us so much more about you,” he explained.

    The CEO believes users will accept this level of tracking if it results in more relevant advertisements delivered through Perplexity’s “discover feed.”

    Comet, the browser in question, is slated to launch in May after facing some initial delays.

    This strategy echoes Google’s own history. The tech giant’s dominance was built, in part, on its ability to quietly track users across the internet, using that information to deliver targeted ads. This approach is also mirrored by Meta, whose Pixel tracking technology is embedded across countless websites. Even Apple, despite its privacy-focused marketing, engages in location tracking for advertising purposes within some of its apps.

    However, this pervasive tracking has fueled growing distrust towards Big Tech among consumers across the political spectrum, both in the US and Europe.

    The timing of Srinivas’ candid explanation is particularly noteworthy. Google is currently embroiled in a legal battle with the US Department of Justice, accused of monopolistic practices in search and online advertising. One potential remedy being considered is the forced divestiture of Chrome.

    Intriguingly, both Perplexity and OpenAI have expressed interest in acquiring the Chrome browser business if Google is forced to sell it. This ambition, as highlighted by Srinivas’ comments, underscores the strategic value of owning a browser – and the wealth of data it provides – in the modern advertising landscape.

    Beyond the browser, Perplexity is also making moves in the mobile space. A partnership with Motorola will see the Perplexity app pre-installed on the Razr series, accessible via the “Ask Perplexity” command. The company is also reportedly in discussions with Samsung for further integration.

  • # Apple ve Meta’ya Avrupa Birliği Yasalarını İhlalden Milyonlarca Euro Ceza!

    ## Apple ve Meta’ya Avrupa Birliği Yasalarını İhlalden Milyonlarca Euro Ceza!

    Teknoloji devleri Apple ve Meta, Avrupa Birliği (AB) yasalarını ihlal etmekten milyonlarca Euro cezaya çarptırıldı. Yahoo Finance’te yer alan habere göre, şirketlerin AB’nin tüketici hakları ve veri gizliliği yasalarına aykırı davrandığı tespit edildi.

    Apple’a kesilen cezanın, App Store’daki uygulamaların gizlilik politikaları ve kullanıcı verilerinin işlenmesiyle ilgili olduğu belirtiliyor. AB yetkilileri, Apple’ın kullanıcıların verilerini nasıl topladığı ve kullandığı konusunda yeterince şeffaf olmadığını savunuyor. Ayrıca, kullanıcıların verilerini kontrol etme ve gizlilik ayarlarını yönetme konusunda yeterli imkan sunmadığı da iddialar arasında. Bu durum, AB’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) başta olmak üzere birçok yasanın ihlali anlamına geliyor.

    Meta (eski adıyla Facebook) ise, kullanıcı verilerinin izinsiz toplanması ve reklam hedeflemesi amacıyla kullanılmasından dolayı cezalandırıldı. AB, Meta’nın platformlarındaki veri toplama uygulamalarının, kullanıcıların rızası olmadan gerçekleştiğini ve kişisel verilerin aşırı derecede işlendiğini vurguluyor. Bu durum, özellikle reşit olmayan kullanıcıların gizliliği açısından ciddi endişeler yaratıyor.

    Söz konusu cezalar, AB’nin teknoloji şirketlerinin faaliyetlerini yakından takip ettiğini ve tüketici haklarını koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor. AB yetkilileri, bu tür cezaların diğer teknoloji şirketleri için de bir uyarı niteliğinde olduğunu ve veri gizliliği konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtiyor.

    Bu cezaların Apple ve Meta üzerindeki etkileri ise henüz net değil. Şirketlerin kararlara itiraz etme hakları bulunuyor. Ancak, cezaların ödenmesi durumunda, şirketlerin maliyetleri artacak ve itibarları zarar görecek. Ayrıca, AB’nin bu tür düzenlemeleri, teknoloji şirketlerinin gelecekteki iş modellerini ve veri toplama stratejilerini de derinden etkileyebilir.

    Sonuç olarak, Apple ve Meta’ya kesilen bu cezalar, Avrupa’da veri gizliliği ve tüketici hakları konusundaki hassasiyetin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Teknoloji şirketlerinin, AB yasalarına uyum sağlamak ve kullanıcıların verilerini korumak için daha fazla çaba göstermesi gerektiği açıktır.

  • # Apple and Meta Hit with Massive EU Fines for GDPR Violations

    ## Apple and Meta Hit with Massive EU Fines for GDPR Violations

    Apple and Meta, two of the world’s tech giants, have been slapped with substantial fines by European regulators for violating the General Data Protection Regulation (GDPR), the EU’s landmark privacy law. The penalties, totaling hundreds of millions of euros, underscore the EU’s commitment to enforcing stringent data protection standards and holding companies accountable for their handling of user information.

    While details of the specific violations vary, the overarching concern revolves around breaches of user privacy and the lack of transparency in data processing practices. Apple’s fine, reportedly in the hundreds of millions, likely stems from issues related to its advertising practices and the tracking of user activity across its various services. Meta, already under intense scrutiny for its data handling practices, faces a similar penalty for infringements on GDPR principles.

    The GDPR, enacted in 2018, grants EU citizens significant control over their personal data. It mandates that companies obtain explicit consent for data collection, provide clear information about how data is used, and allow users to access, rectify, and erase their data. Failure to comply can result in fines of up to 4% of a company’s global annual revenue, a powerful deterrent for even the largest corporations.

    These latest fines signal a clear message to the tech industry: the EU is serious about protecting user privacy and will not hesitate to penalize companies that fail to comply with GDPR regulations. The implications are far-reaching, forcing companies to re-evaluate their data collection and processing practices to ensure they are in line with European law.

    Beyond the financial impact, these fines also damage the reputations of Apple and Meta, eroding user trust and potentially impacting their business models. Consumers are increasingly aware of their data privacy rights and are demanding greater transparency and control over their personal information. Companies that prioritize user privacy are more likely to thrive in this evolving landscape.

    The EU’s enforcement of GDPR continues to reshape the digital world. These recent fines levied against Apple and Meta serve as a stark reminder that data privacy is not just a legal obligation, but a fundamental right that must be respected. As data continues to fuel the modern economy, companies must prioritize compliance and ethical data practices to maintain user trust and avoid the severe consequences of GDPR violations.