Kategori: Genel

  • # Reviving Old Tricks: GPT-2 Gets a WebGL Makeover with Graphics Shaders

    ## Reviving Old Tricks: GPT-2 Gets a WebGL Makeover with Graphics Shaders

    The relentless march of technology often sees older methods relegated to the history books. However, a fascinating project highlighted on Hacker News demonstrates a resurgence of a once-common technique: using graphics shaders for general-purpose GPU programming. In a project by developer nathan-barry, the powerful GPT-2 language model has been implemented using WebGL and graphics shaders, breathing new life into an approach that predates dedicated GPU computing frameworks.

    The project, available on GitHub at [https://github.com/nathan-barry/gpt2-webgl](https://github.com/nathan-barry/gpt2-webgl), serves as a compelling example of resourcefulness and ingenuity. For those unfamiliar, graphics shaders, typically written in languages like GLSL (OpenGL Shading Language), are programs designed to run on a graphics processing unit (GPU) to render images. Before the advent of CUDA (Compute Unified Device Architecture) from NVIDIA and similar frameworks, clever programmers utilized shaders to perform general-purpose computations on the GPU. This was driven by the fact that GPUs offered significant parallel processing power compared to CPUs, even if accessing that power was less straightforward.

    The developer explicitly mentions this historical context, pointing out that the practice of using shaders for general computation served as inspiration for NVIDIA (and others) to develop CUDA and its associated ecosystem. CUDA provides a more streamlined and efficient way to leverage the parallel processing capabilities of GPUs for tasks beyond graphics rendering, making it a cornerstone of modern machine learning and scientific computing.

    Implementing GPT-2 using WebGL and shaders is no small feat. GPT-2, while not the most cutting-edge large language model today, still represents a significant computational challenge. By adapting its architecture to run on graphics shaders within a WebGL environment, the project not only demonstrates the potential for leveraging older technologies but also offers a valuable learning resource for those interested in understanding the underlying principles of GPU computation.

    The appeal of this approach lies in its accessibility. WebGL, being a standard web technology, allows anyone with a modern browser to potentially run and experiment with this GPT-2 implementation without the need for specialized hardware or software. This democratizes access to the model, albeit potentially with performance limitations compared to optimized CUDA-based implementations.

    While the project’s performance might not rival dedicated machine learning frameworks, it stands as a testament to the versatility of graphics shaders and the enduring power of creative problem-solving. It’s a reminder that innovative solutions can sometimes be found by revisiting and adapting established techniques to tackle contemporary challenges. This project could prove valuable for educational purposes, illustrating the historical evolution of GPU computing and offering a unique perspective on implementing complex models in unconventional environments. It’s a fascinating dive into the past with a very relevant application.

  • # Ekran Kartınız Konuşuyor: GPT-2 Artık WebGL Shader’ları ile Çalışıyor!

    ## Ekran Kartınız Konuşuyor: GPT-2 Artık WebGL Shader’ları ile Çalışıyor!

    Eskiden ekran kartlarının gücü, karmaşık grafik işlemleri dışında da kullanılırdı. GLSL gibi shader dilleri, genel amaçlı GPU programlaması için bir kapı aralardı ve bu da NVIDIA gibi şirketlere CUDA gibi teknolojileri geliştirmek için ilham kaynağı olmuştu. İşte şimdi, bu nostaljik günlere bir gönderme niteliğinde bir proje hayata geçirildi: GPT-2, artık WebGL ve shader’lar kullanılarak çalıştırılıyor!

    Github kullanıcısı “nathan-barry” tarafından geliştirilen bu proje, büyük dil modeli GPT-2’yi, tarayıcı tabanlı grafik API’si olan WebGL ve shader’lar aracılığıyla çalıştırmayı başarıyor. Bu, metin üretme, çeviri yapma veya soru cevaplama gibi görevleri doğrudan tarayıcınızda, ekran kartınızın gücüyle yapabileceğiniz anlamına geliyor.

    Peki bu ne anlama geliyor?

    * **Eğlence ve Eğitim:** Proje, GPU programlama tekniklerini öğrenmek isteyenler için eşsiz bir kaynak sunuyor. Shader’lar ile dil modeli çalıştırmak, hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim olabilir.
    * **Performans Optimizasyonu:** GPU’ların paralel işlem yeteneklerinden faydalanarak, CPU’ya kıyasla daha hızlı bir GPT-2 performansı elde etmek mümkün olabilir. Ancak bu, henüz erken bir aşama ve optimize edilmeye açık.
    * **Eski Günlere Saygı Duruşu:** Proje, GPU programlamasının ilk dönemlerine bir saygı duruşu niteliğinde. GLSL gibi shader dillerinin gücünü hatırlatarak, günümüzdeki GPU teknolojilerine nasıl zemin hazırladığını gözler önüne seriyor.

    “nathan-barry”nin Github’da yayınladığı bu proje, açık kaynaklı yapısıyla herkesin katkıda bulunabileceği bir platform sunuyor. Eğer siz de GPU programlama, dil modelleri veya WebGL teknolojilerine ilgi duyuyorsanız, bu projeyi inceleyebilir, deneyebilir ve hatta geliştirmesine katkıda bulunabilirsiniz.

    [https://github.com/nathan-barry/gpt2-webgl](https://github.com/nathan-barry/gpt2-webgl) adresinden projeye ulaşabilirsiniz. Unutmayın, ekran kartınızın gücü sandığınızdan çok daha fazlası olabilir!

  • # Cannae Problemi: Başarı Tuzakları ve Stratejik Körlük Üzerine Bir Düşünce

    ## Cannae Problemi: Başarı Tuzakları ve Stratejik Körlük Üzerine Bir Düşünce

    Günümüzde teknoloji dünyası, hızla değişen trendler ve rekabetin acımasızlığı ile dolu. Başarıya ulaşmak için mücadele eden şirketler ve girişimciler, çoğu zaman odaklarını kaybederek, uzun vadeli stratejik hatalar yapabiliyor. Joan Westenberg’in “The Cannae Problem” başlıklı makalesi, bu duruma tarihi bir paralellik kurarak ışık tutuyor.

    Makalede, MÖ 216’da gerçekleşen Cannae Muharebesi’nde Hannibal’in Roma ordusunu nasıl hezimete uğrattığı anlatılıyor. Hannibal, sayıca az olmasına rağmen, zekice bir taktikle Roma ordusunu kuşatarak, tarihin en büyük askeri zaferlerinden birine imza attı. Ancak zafer sarhoşluğu ve sonraki yıllarda Roma’yı ele geçirememe başarısızlığı, Hannibal’in nihai olarak yenilmesine neden oldu.

    İşte “Cannae Problemi” tam da bu noktada devreye giriyor. Joan Westenberg, bu tarihi olayı modern teknoloji dünyasına uyarlayarak, şirketlerin ve bireylerin başarıya ulaştıktan sonra nasıl stratejik bir körlük yaşadığını irdeliyor. İlk başarıların getirdiği özgüven ve odak kaybı, uzun vadeli vizyonu engelleyebiliyor ve nihayetinde başarısızlığa yol açabiliyor.

    Makalede vurgulanan temel nokta, başarıya ulaşmanın sadece bir başlangıç olduğudur. Şirketlerin, ilk zaferlerin rehavetine kapılmadan, sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri, değişen koşullara adapte olmaları ve uzun vadeli stratejilerini korumaları gerekiyor. Aksi takdirde, Cannae’deki Hannibal gibi, kısa süreli bir zaferin ardından büyük bir düşüş yaşama riskiyle karşı karşıya kalabilirler.

    “The Cannae Problem” makalesi, teknoloji dünyasındaki şirketlere ve girişimcilere önemli dersler veriyor. Başarının rehavetine kapılmamak, stratejik vizyonu korumak, değişen koşullara adapte olmak ve sürekli öğrenmeye açık olmak, uzun vadeli başarı için kritik öneme sahip. Bu makale, sadece askeri bir stratejinin değil, aynı zamanda iş dünyasında da geçerli olan evrensel bir gerçeği hatırlatıyor: Başarı, sürekli bir çaba ve dikkat gerektirir.

  • # Spotify’dan Kullanıcı Dostu Hamle: Apple, ABD Uygulama Güncellemesini Onayladı

    ## Spotify’dan Kullanıcı Dostu Hamle: Apple, ABD Uygulama Güncellemesini Onayladı

    Apple, Spotify’ın ABD’deki kullanıcılarına fiyat bilgilerine ve harici ödeme bağlantılarına erişim imkanı tanıyan uygulama güncellemesini onayladı. Bu karar, ABD’li bir yargıcın Apple’a iPhone uygulamaları üzerinden yapılan satın alımlarda komisyon almayı durdurma emri vermesinden kısa bir süre sonra geldi.

    Spotify sözcüsü Jeanna Moran, TechCrunch’a yaptığı açıklamada, “Tüketiciler, sanatçılar, içerik üreticileri ve yazarlar için bir zafer olarak, Apple, Spotify’ın ABD uygulama güncellemesini onayladı” dedi. Moran, yaklaşık on yıl sonra bu güncellemenin nihayet ABD’li tüketiciler için şeffaflığı ve seçimi teşvik ederek, net fiyat bilgilerini ve satın alma bağlantılarını özgürce göstermelerine olanak tanıyacağını vurguladı.

    Sözcü, “Artık tüketicilere daha düşük fiyatlar, daha fazla kontrol ve Spotify deneyimine daha kolay erişim sağlayabiliriz. Yapılacak daha çok iş var, ancak bugün, daha adil bir oyun alanında inşa etmek ve rekabet etmek isteyen her yerdeki geliştiriciler ve girişimciler için önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Bu, yeni bir dönemin açılış perdesi ve biz gösteriye daha hazır olamazdık” şeklinde konuştu.

    9.0.40 sürüm numaralı güncellenmiş uygulama şu anda App Store’da kullanıma sunuluyor. Spotify, yeni bir güncelleme alan ve satın alımların önünü açan ilk büyük uygulamalardan biri oldu.

    Spotify, dün Apple’a güncellemeyi göndererek, müşterilerine farklı abonelik seçeneklerini ve her birinin ne kadar maliyeti olduğunu doğrudan iPhone uygulamasında anlatabileceğini belirtti. Kullanıcılar ayrıca, uygulama içi ödemelerde Apple’ın %30 hizmet ücretine tabi olmayacak işlemleri gerçekleştirebilecekleri şirket web sitesinde Spotify abonelik planlarını satın alabilecek veya değiştirebilecek. Ayrıca Spotify, ABD’li müşterilerine uygulamadaki promosyon teklifleri hakkında bilgi verebilecek.

    Apple, Çarşamba günü mahkeme kararına uyacağını, ancak karara kesinlikle katılmadığını ve temyize gideceğini belirtmişti.

    ABD Bölge Yargıcı Yvonne Gonzalez Rogers, Çarşamba günü Apple’ın App Store’unu reforme etme emrini ihlal ettiğini söyledi. Teknoloji devine, geliştiricilerin müşterilerini web sitelerine yönlendirerek satın alma işlemlerini yapmalarına izin vermek için uygulama mağazasını değiştirmesi söylenmişti. Karara göre Apple, yalnızca emre uymamakla kalmadı, aynı zamanda yeni rekabet karşıtı engeller oluşturma niyetiyle bunu kasten yaptı.

    Spotify’ın bu hamlesi, Apple’ın uygulama mağazası politikalarına karşı uzun süredir devam eden mücadelenin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Uygulama geliştiricileri, Apple’ın uygulama içi satın alımlardan aldığı yüksek komisyon oranlarından ve geliştiricilerin müşterileriyle doğrudan iletişim kurmasını engelleyen kısıtlayıcı kurallarından şikayetçiydi. Bu güncelleme ile Spotify, kullanıcılarına daha şeffaf ve uygun fiyatlı bir deneyim sunarken, Apple’ın ekosistemindeki gücüne karşı da önemli bir adım atmış oldu.

  • # The Cannae Problem: Why Sometimes the Best Strategy is a Tactical Retreat in Tech

    ## The Cannae Problem: Why Sometimes the Best Strategy is a Tactical Retreat in Tech

    Joan Westenberg’s piece, “The Cannae Problem,” hosted on her website, delves into a fascinating analogy between the infamous Battle of Cannae and the strategic decisions tech companies face today. The article, drawing parallels from ancient military tactics, explores the often-counterintuitive wisdom of strategic retreat and controlled loss in order to achieve ultimate victory. While the title might sound obscure at first, the core message resonates deeply with the volatile and competitive landscape of the technology sector.

    The Battle of Cannae, where Hannibal decisively defeated a larger Roman army in 216 BC, serves as the central metaphor. Hannibal strategically allowed the Roman center to push forward, creating a U-shaped formation where the Roman forces were ultimately surrounded and decimated. Westenberg argues that this “Cannae Problem” arises when companies are so focused on immediate growth or market share that they fail to recognize the potential for being strategically encircled by competitors or overtaken by disruptive innovations.

    The article suggests that resisting the urge to aggressively pursue every perceived opportunity is crucial. Sometimes, a calculated retreat, a temporary loss of market share, or even a deliberate shedding of less profitable ventures can create space for innovation, re-evaluation, and ultimately, a more sustainable long-term strategy. This could manifest as focusing on a niche market, investing in research and development instead of aggressive marketing campaigns, or even scaling back operations to streamline efficiency.

    Westenberg’s insightful analysis highlights the dangers of unchecked expansion and the importance of understanding the wider strategic implications of tactical decisions. In a world obsessed with “growth at all costs,” the “Cannae Problem” serves as a powerful reminder that sometimes, the best offense is a well-planned defense, even if it momentarily looks like a retreat. Companies need to constantly analyze their position, identify potential flanking maneuvers from competitors, and be willing to sacrifice short-term gains for long-term survival and domination.

    Ultimately, “The Cannae Problem” encourages a more nuanced and thoughtful approach to strategy in the tech world. It’s a call to action for leaders to consider the potential pitfalls of relentless expansion and to embrace the possibility that sometimes, the path to victory lies in strategically ceding ground. It’s a lesson learned from the battlefield, relevant and vital to the boardrooms of today.

  • # Google’ın Yapay Zeka Destekli Not Alma Uygulaması NotebookLM, Mobil Cihazlara Geliyor!

    ## Google’ın Yapay Zeka Destekli Not Alma Uygulaması NotebookLM, Mobil Cihazlara Geliyor!

    Google’ın yapay zeka destekli not alma ve araştırma asistanı NotebookLM, Android ve iOS uygulamalarıyla artık mobil cihazlarda da kullanılabilecek. Uygulama mağazalarındaki listelemelere göre, uygulamaların 20 Mayıs’ta piyasaya sürülmesi bekleniyor ve şu anda ön siparişe açılmış durumda.

    2023’teki lansmanından bu yana yalnızca masaüstü üzerinden erişilebilen NotebookLM, Google’ın bu hamlesiyle artık hareket halindeyken de not alma ve araştırma yapma imkanı sunacak. Öğrenciler, profesyoneller ve araştırmacılar için tasarlanan NotebookLM, akıllı özetler oluşturma, belgeler ve diğer materyaller hakkında sorular sorma gibi özelliklerle karmaşık bilgileri daha iyi anlamanıza yardımcı oluyor. Ayrıca, yapay zeka destekli podcast’ler olan “Audio Overviews” özelliği sayesinde karmaşık konuları daha kolay sindirmenizi sağlıyor.

    Uygulama listelemelerindeki ekran görüntülerine göre, mobil uygulamalar kullanıcıların yeni not defterleri oluşturmasına ve mevcut olanları görüntülemesine olanak tanıyacak. Ayrıca, cihazlarından yeni kaynaklar yükleyebilecek ve her bir not defterine yükledikleri kaynakları görüntüleyebilecekler. Ek olarak, uygulamalar sayesinde oluşturduğunuz Audio Overviews’leri hareket halindeyken dinleyebileceksiniz.

    Mobil cihazlara ek olarak, uygulamalar iPad’lerde ve tabletlerde de kullanılabilecek, bu da çoklu görevler için daha büyük bir ekran anlamına geliyor. Uygulamayı App Store’dan ön sipariş verebilir veya Google Play’den ön kayıt yaptırabilirsiniz. Bu durumda, uygulama 20 Mayıs’ta otomatik olarak telefonunuza indirilecektir.

    Uygulamaların Google I/O’nun ilk gününde kullanıma sunulması beklendiğinden, teknoloji devinin önümüzdeki haftalarda yıllık konferansta uygulamalar hakkında daha fazla bilgi paylaşması muhtemel. Eğer yoğun bir gününüz varsa ve notlarınızı yanınızda taşımak istiyorsanız bu uygulama tam size göre.