Kategori: Genel

  • # 20 Yıllık GTA San Andreas Hatası Windows 11’de Hortladı: Nostalji ve Teknoloji Çatışması

    ## 20 Yıllık GTA San Andreas Hatası Windows 11’de Hortladı: Nostalji ve Teknoloji Çatışması

    Grand Theft Auto: San Andreas, piyasaya sürüldüğü 2004 yılından beri oyun dünyasında önemli bir yer tutuyor. Açık dünyası, sürükleyici hikayesi ve akılda kalıcı karakterleriyle bir neslin favori oyunlarından biri haline geldi. Ancak, bu klasik oyunun bir hatası, piyasaya çıkışından yaklaşık 20 yıl sonra, Windows 11’in en yeni sürümü olan 24H2’de beklenmedik bir şekilde gün yüzüne çıktı.

    Bu ilginç olay, oyun dünyası ve teknoloji camiasında yankı uyandırdı. Cookieplmonster.github.io adresinde yayımlanan bir makale, bu hatanın Windows 11 24H2’de nasıl yeniden ortaya çıktığını detaylı bir şekilde açıklıyor. Peki, bu 20 yıllık hata tam olarak neydi ve Windows 11 ile nasıl bir bağlantısı var?

    **Geçmişten Gelen Bir Gölge: Hatanın Kökenleri**

    Bahsi geçen hata, esasen oyunun bellek yönetimiyle ilgili bir sorun. GTA San Andreas, eski bir oyun olduğu için günümüzün modern işletim sistemlerinin bellek yönetim mekanizmalarıyla tam olarak uyumlu çalışmıyor. Bu durum, özellikle yoğun grafik işlem gerektiren sahnelerde veya uzun süren oyun oturumlarında bellek sızıntılarına ve kararsızlığa yol açabiliyor.

    **Windows 11’in Yeni Sürümü ve Beklenmedik Sonuçlar**

    Windows 11 24H2’nin getirdiği yenilikler, bazı açılardan GTA San Andreas’in bu eski hatasının daha belirgin hale gelmesine neden oldu. İşletim sisteminin yeni bellek yönetimi algoritmaları veya sürücü güncellemeleri, oyunun eski kod tabanıyla çakışarak hatanın daha sık tetiklenmesine yol açmış olabilir.

    **Nostalji ve Modern Teknoloji Arasında Bir Köprü**

    Bu durum, oyun dünyasının nostaljisiyle modern teknolojinin kesişim noktasında ilginç bir örneği temsil ediyor. Bir yandan, GTA San Andreas gibi klasik oyunlara olan ilgi hala devam ederken, diğer yandan bu oyunların güncel işletim sistemleri ve donanımlarla uyumlu çalışmasını sağlamak, geliştiriciler ve teknoloji şirketleri için bir meydan okuma oluşturuyor.

    **Peki Şimdi Ne Olacak?**

    Bu hatanın Windows 11’de yeniden ortaya çıkması, Rockstar Games veya Microsoft tarafından bir düzeltme yayınlanmasını tetikleyebilir. Ancak, bu tür eski oyunlar için resmi destek genellikle sınırlı olduğundan, topluluk tarafından geliştirilen yamalar veya geçici çözümler daha olası bir senaryo olabilir.

    Sonuç olarak, 20 yıllık GTA San Andreas hatasının Windows 11’de hortlaması, hem oyun dünyası hem de teknoloji camiası için ilgi çekici bir olay. Bu durum, eski oyunların modern platformlarda yaşatılmasının zorluklarını ve nostaljinin gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.

  • # Sevdiğimiz Araçlar, Sevimsiz İnsanların Eseri mi? Teknoloji Dünyasında Etik Paradoksu

    ## Sevdiğimiz Araçlar, Sevimsiz İnsanların Eseri mi? Teknoloji Dünyasında Etik Paradoksu

    Teknoloji dünyası, yeniliklerin, yaratıcılığın ve parlak fikirlerin merkezi olarak kabul edilir. Ancak, bu parlak dünyanın ardında bazen karanlık gölgeler gizleniyor. Ankur Sethi’nin blog yazısında dile getirdiği “Sevdiğim Araçlar, Sevimsiz İnsanların Eseri” (The tools I love are made by awful people) başlığı, bu acı gerçeği yüzümüze vuruyor. Peki, bu ne anlama geliyor? Sevdiğimiz, günlük hayatımızı kolaylaştıran, işlerimizi verimli kılan yazılımları, uygulamaları ve platformları yaratan kişilerin ahlaki açıdan tartışmalı figürler olması ne kadar kabul edilebilir?

    Yazıda doğrudan isim verilmemiş olsa da, teknoloji dünyasında geçmişte veya hala devam eden kötü yönetim, ayrımcılık, etik dışı davranışlar gibi pek çok vaka akla geliyor. Bu tür olaylar, kullandığımız araçlara olan bağlılığımızı sorgulamamıza neden oluyor. Bir yandan, o aracın sunduğu faydaları ve kolaylıkları takdir ederken, diğer yandan da onu yaratan kişinin veya şirketin etik dışı davranışlarını bilmek, içimizde bir rahatsızlık yaratıyor.

    Bu durum, karmaşık bir etik ikilemi ortaya çıkarıyor. Bir ürünün faydası, onu geliştiren kişinin ahlaki duruşunu görmezden gelmemizi haklı çıkarır mı? Yoksa, etik dışı davranışlarda bulunan şirketleri veya kişileri desteklemekten kaçınmalı mıyız? Bu soruların cevabı, kişiden kişiye değişebilir. Bazıları, ürünün sunduğu faydaya odaklanarak, yaratıcısının ahlaki karakterini bir kenara bırakabilir. Diğerleri ise, prensiplerinden ödün vermeden, etik değerlere daha uygun alternatifler aramayı tercih edebilir.

    Bu ikilemi aşmak için birkaç farklı yaklaşım benimsenebilir:

    * **Bilinçli Tüketim:** Kullandığımız araçların arkasındaki şirketleri ve kişileri araştırmak, onların değerlerini ve etik duruşlarını anlamak, daha bilinçli kararlar vermemize yardımcı olabilir.
    * **Alternatif Arayış:** Etik açıdan daha kabul edilebilir alternatifleri araştırmak, hem ihtiyaçlarımızı karşılamamıza hem de değerlerimize uygun seçimler yapmamıza olanak tanır. Açık kaynaklı yazılımlar ve küçük şirketler bu konuda iyi birer seçenek olabilir.
    * **Sesimizi Duyurmak:** Sevdiğimiz araçları geliştiren şirketlerin etik dışı davranışlarına karşı sessiz kalmamak, onları daha sorumlu davranmaya teşvik edebilir. Sosyal medya, blog yazıları veya doğrudan iletişim yoluyla eleştirilerimizi dile getirebiliriz.

    Sonuç olarak, teknoloji dünyasında etik bir tüketici olmak, kolay bir iş değil. Ancak, bilinçli kararlar vererek, alternatifleri değerlendirerek ve sesimizi duyurarak, daha etik ve sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemi yaratmaya katkıda bulunabiliriz. Ankur Sethi’nin yazısında değindiği gibi, sevdiğimiz araçları kullanırken, bu araçların arkasındaki insanları ve şirketleri de düşünmek, hepimiz için önemli bir sorumluluktur.

  • # A Blast From the Past: Two-Decade-Old GTA San Andreas Bug Resurfaces in Windows 11 24H2

    ## A Blast From the Past: Two-Decade-Old GTA San Andreas Bug Resurfaces in Windows 11 24H2

    Sometimes, the digital world has a funny way of reminding us of its history. A prime example of this surfaced recently: a bug, lurking dormant for nearly two decades within the iconic video game *Grand Theft Auto: San Andreas*, has inexplicably resurfaced in the upcoming Windows 11 24H2 update.

    According to a detailed analysis published by cookieplmonster.github.io, the root cause of this unexpected reappearance lies within the way the game interacts with processor core affinity. *GTA San Andreas*, released in 2004, was built for a world of single and dual-core processors. When running on modern, multi-core CPUs, the game struggles to properly manage thread allocation. This can lead to instability, performance issues, and even crashes.

    Previously, users addressed this by manually limiting the game’s affinity to a single core. This workaround effectively constrained the game to operate within the confines of its original design assumptions, preventing it from misbehaving on more powerful hardware.

    The curious part is how this issue has re-emerged in Windows 11 24H2. While the specific technical details are complex, it appears the update’s underlying changes to thread scheduling and core management have inadvertently re-introduced the conditions that trigger the original *GTA San Andreas* bug. In essence, the changes in Windows 11’s core architecture are once again causing the game to stumble, much like it did on early multi-core systems.

    The irony is palpable: a game designed for a bygone era is now facing compatibility issues with a cutting-edge operating system due to a fundamental, yet unintentional, regression.

    What does this mean for users looking forward to upgrading to Windows 11 24H2 and still wanting to revisit the streets of San Andreas? Currently, the advice remains the same: manually setting the game’s core affinity to a single core can mitigate the issues. However, this highlights the ongoing challenges of maintaining compatibility across generations of software and hardware.

    This incident serves as a fascinating reminder that even deeply buried bugs can be unearthed by unexpected changes in the system they inhabit. It also underscores the importance of backward compatibility testing and the inherent complexity of maintaining a constantly evolving operating system like Windows. While the fix for *GTA San Andreas* might be a simple workaround, the root cause serves as a compelling case study in the long-tail consequences of software design decisions and the unpredictable nature of technological evolution. As Windows 11 24H2 rolls out, expect to see more players dusting off their old workarounds to keep this classic game running smoothly.

  • # The Ethical Tightrope: Can We Separate Innovation from Its Creators?

    ## The Ethical Tightrope: Can We Separate Innovation from Its Creators?

    The internet is built on tools, platforms, and software that have fundamentally changed the way we live, work, and communicate. But what happens when the brilliance behind these innovations is overshadowed by questionable ethics, controversial viewpoints, or even outright harmful behavior? This is the thorny question raised by a recent blog post on ankursethi.com, titled “The Tools I Love Are Made by Awful People.”

    The article, shared recently on Hacker News, explores the uncomfortable cognitive dissonance many users experience when they benefit from technologies created by individuals whose personal conduct is problematic. It highlights a moral dilemma: can we, in good conscience, continue to utilize products from creators who may hold reprehensible views or engage in unethical practices?

    This isn’t a new debate, but it’s one that’s becoming increasingly relevant in our digitally interconnected world. We’ve seen examples in the past where developers or CEOs of prominent tech companies have faced scrutiny for their actions or beliefs, leading to calls for boycotts and alternative solutions. The challenge is that often, these tools are deeply ingrained in our workflows, making a complete severance difficult, if not impossible.

    The allure of these “awful people’s” creations often lies in their superior functionality, user-friendliness, or innovative features. Perhaps they were pioneers in their field, establishing a dominant presence that’s hard to replicate. Or maybe their software is open-source, benefiting from the collective contributions of a community, masking the original creator’s problematic baggage.

    There’s no easy answer, and the solution likely varies depending on the individual and the specific situation. Some may choose to prioritize their values and seek out ethically aligned alternatives, even if they are less polished or feature-rich. Others may argue that the benefits of the technology outweigh the ethical concerns, especially if it contributes to productivity, efficiency, or positive social impact.

    Ultimately, the decision boils down to personal conscience and a weighing of priorities. However, the conversation itself is crucial. It forces us to confront the complex relationship between creators and their creations, and to consider the ethical implications of our technology choices. As we become more aware of the individuals and the histories behind the tools we use, we can make more informed decisions, perhaps even pushing for greater accountability and fostering a more ethical and inclusive tech ecosystem. The ongoing discussion sparked by articles like this serves as a valuable reminder that technological progress should not come at the expense of our values.

  • # TacOS: A Hobbyist OS Kernel Springs to Life, Runs Doom!

    ## TacOS: A Hobbyist OS Kernel Springs to Life, Runs Doom!

    The open-source community is abuzz with a fascinating “Show HN” project: TacOS, a from-scratch operating system kernel that can actually run Doom. Developed by GitHub user “UnmappedStack,” TacOS is a testament to the dedication and skill of hobbyist OS developers, proving that complex systems can be built from the ground up by individual programmers.

    According to the project’s post, TacOS has been in development on and off for several months. It leverages familiar UNIX-derived concepts like `exec/fork` and a UNIX-style Virtual File System (VFS). This foundation allowed the developer to port Doom, the iconic first-person shooter, with a surprisingly small number of modifications. Notably, this feat was achieved using a custom-built C standard library (libc), showcasing the breadth of skills required for such an undertaking.

    The real surprise, according to UnmappedStack, is the performance. Describing it as “decent compared to what I expected,” this suggests that TacOS is more than just a proof-of-concept; it’s a functional operating system capable of delivering a playable experience.

    This project offers several intriguing takeaways. Firstly, it highlights the enduring appeal of operating system development as a hobby. Building a kernel from scratch is a significant undertaking, requiring a deep understanding of computer architecture, memory management, and system calls. TacOS serves as a great example of how individuals can contribute to the understanding and advancement of operating system technology.

    Secondly, the decision to use UNIX-derived concepts demonstrates the value of established paradigms. By building on existing models, UnmappedStack was able to leverage existing knowledge and tools, streamlining the development process. The use of a custom libc also speaks to a level of control and optimization rarely seen in modern operating systems.

    Finally, the fact that Doom runs on TacOS is a powerful and evocative demonstration of its capabilities. Doom has long been used as a benchmark for system performance and a target for porting efforts, making it the perfect showcase for the project.

    For those interested in exploring the project further, the source code is available on GitHub at [https://github.com/UnmappedStack/TacOS](https://github.com/UnmappedStack/TacOS). The project’s creator welcomes feedback and discussion, making it an excellent opportunity to learn from and contribute to the world of operating system development. TacOS stands as a fascinating example of what can be achieved with passion, dedication, and a solid understanding of the underlying principles of operating systems.

  • # Amatör Geliştiriciden Etkileyici Başarı: Sıfırdan Yazılan İşletim Sistemi Çekirdeği Doom’u Çalıştırıyor!

    ## Amatör Geliştiriciden Etkileyici Başarı: Sıfırdan Yazılan İşletim Sistemi Çekirdeği Doom’u Çalıştırıyor!

    UnmappedStack takma adını kullanan bir geliştirici, birkaç aydır üzerinde çalıştığı “TacOS” adlı işletim sistemi çekirdeği projesiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. “Show HN” başlığı altında GitHub üzerinde paylaşılan proje, sıfırdan yazılmış bir işletim sistemi çekirdeği olmasının yanı sıra, Doom oyununu çalıştırmasıyla da öne çıkıyor.

    Geliştirici, TacOS’un UNIX türevi konseptleri (exec/fork, UNIX tarzı VFS vb.) izlediğini ve Doom’u çalıştırmak için çok az değişiklik yapıldığını belirtiyor. Ayrıca, sıfırdan yazdığı libc (C standart kütüphanesi) sayesinde Doom’un oldukça iyi bir performans sergilediğini de vurguluyor.

    Proje, geliştirici topluluğu tarafından büyük ilgi görüyor ve GitHub’da kısa sürede yüksek puan almayı başardı. Kullanıcılar, sıfırdan yazılmış bir işletim sistemi çekirdeği projesinin bu kadar kısa sürede bu seviyeye ulaşmasından oldukça etkilenmiş durumda. Özellikle Doom’un çalıştırılması, projenin başarısını gözler önüne seriyor.

    TacOS’un geleceği ve potansiyel kullanım alanları henüz belirsiz olsa da, UnmappedStack’in bu projesi, amatör bir geliştiricinin tutku ve azimle neler başarabileceğini gösteren önemli bir örnek olarak kabul ediliyor. Projeye ilgi duyanlar ve kaynak kodunu incelemek isteyenler, GitHub üzerindeki [https://github.com/UnmappedStack/TacOS](https://github.com/UnmappedStack/TacOS) adresini ziyaret edebilirler. Bu proje, işletim sistemi geliştirme ve sistem programlama konularına ilgi duyanlar için önemli bir ilham kaynağı olabilir.